26 Şubat 2014 Çarşamba, 19:49
GULSEN BIRDAL
GULSEN BIRDAL gulumbirdal@hotmail.com Tüm Yazılar

Cocuk Yetiştirmek

Cocuk Yetiştirmek
Hiçbir acı yakmaz canımızı evlatlarin acısı kadar.
Neden bu satırlar ile giriş yaptım ?
Hafta sonu ufak oglusum Berkerim akşam saatlerinde arkadaşları ile buluştu. Yaşı 18 oldu diye büyüdüm havalarinda. Eve geliş saati geç kalınca cep acmayinca panikli ben tüm arkadaşlarının evlerini dolaşıp tek tek ararım . Biri 1 saat önce ayrıldık beraberlik , oburu 2 saat önce ayrıldık beraberlik, biri yarim saat önce ayrıldık birlikte idik diyor herkes arıyor bize açar belki telefonu diye onlara da açmaz. Cildirmak ile birlikte
omrunuzden 10 yılın o onlarda su gibi kayıp gittigini anlıyorsunuz.
Baktım olmayacak karakola kayıp diye gittik. Orada iyice şaşkın a döndüm. Yaş 18 olmuş. Birsey yapamayız. Cep açık yer bildirimi olsun oldu mu kaldı mı çocuğum yok orta da diyorum. Uzun is diyorlar görevli polisler. Oooo savcıya gideceksiniz yazı alacaksınız. Tamam alırım diyorum. Oturmuş bir şeyler yiyorlar çay iciyorlar. Hiç kimse orali değil. Peki bulduğumuz da o bizden şikayetçi olursa ben kendi istegimle dışarıda bulunuyorum
derse diyorlar. Bakarmisiniz hale. Cocugumun başına bir şey mi geldi kaza mi geçirdi diye gittiğimde karakolda verilen cevaplar.
Hiç bir aci canınızı yapmaz evlatlar kadar. Hiçbir kimseyi sevemezsiniz evlatlar kadar. En güzel uykulari feda edersiniz onlar icin. Kabusla uyuyup, Kabusla uyandiginiz gunleriniz geceleriniz olur. Uzakta olurlarsa ne yedi acmi tok mu ? Ne
yaptı üstü açık mi uyudu? Usudu mu ? Düşünürsünüz. Her geceyi kavuşma umudu sabahi ile tamamlarsiniz.
Batsın bu dünya diye isyan ederken birden aklınıza evladiniz gelir ve tüm o bezginliginiz arasında tek bir cümle dökülür agzinizdan. Allahım ona bir şey olmasın. Bu düşünceler çocuğunuz 18 yaşında da olsa aynı, 32 yaşında da olsa aynıdır. Hiç buyuduklerini dusunemezsiniz. O zaman anlarsiniz. Içinizdeki fırtınalar neden dinmek bilmez. Biran dudaklarimin kurulduğunu başımın döndüğünü hissettim. Tansiyonum fırladı. Zaten evden çıkarken 13/19 idi. Yaktın beni be oğul. Ateslerin arasına attin. Sanki azrailin hanceri yanibasimda duruyor. Gemiler neden batar ? Ayva dalında nasıl sararir ? Narlar nasil catlar gibi şeyler dusunmeye başlıyorum bir an kafayı yedim artık dedim. Kuş olup gökyüzüne uçmak, yelken olup denizleri aşmak, gitar olup müzik çalmak, çiçek olup güzellikler saçmak ,ucak olup dünyayı dolaşmak oğlumu aramak istiyorum. Derken, limonlu çay ikram ettiler. Bu esnada biraz önce ayrıldık diyen arkadaslarindan birisi teyzecim Berker evde sanırım diye bir mesajı geldi. Eve geldim telefonunu kaybetmiş, hali saha maçı yapmışlar, kız arkadaşları bize cikalim demişler hep birlikte yan binada larmis vs. Vs vs
bu kadar merak edeceğini bilemedim diyor. Ankara dışında bulunan eşim, abisi de geldiler. Güneşin ilk ışıkları dogmaya başladı. Herkes gitti yattı ben aglayip kahvemi yudumlamaya başladım. Annelik işte böyle bir şey. Ve günümüzde çocuk yetiştirmek de ayrıca artık çooook zor bir sanat .
su gibi kayıp gittiginiz i anlıyorsunuz.

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Bilgin