08 Kasım 2013 Cuma, 21:55
GULSEN BIRDAL
GULSEN BIRDAL gulumbirdal@hotmail.com Tüm Yazılar

ANNESİZ KALDIM

ANNESİZ KALDIM

1 Eylülde hastaneye yatırdığım anneciğimi 2 Ekim’de kayıp ettik.

10 gün Hastane odasında yanında, 20 gün de yoğun bakımda derken sonunda ebedi uykusuna yatıp, bizlere veda etti. Hakkın rahmetine kavuştu.

Fedakar,becerikli,okumuş,kültürlü,modern,dinin vecibelerini 10 yaşında yerine getirmeye çalışan,çok güzel,asil,diksiyonu  muntazam düzgün türkçe konuştuğu için dönemin valisinden ödül alan, Konak tarzında bir evde büyüyüp  banyosunu  3 yardımcı hanımın yaptırdığı, Prensesler gibi yaşayıp,  mal paylaşılmasın zihniyetinde doğu geleneği olan, amca oğlu- hala oğlu gibi  akraba evliliğine baş kaldırıp,kızların okutulması ayıbı yıkıp, tahsil yaptığı gibi , evlerine kiracı gelen Subay Antalyalı babam ile evlenip çok mutlu olan,eşi tarafından baş tacı edilen, ancak bu mutluluğu  babacığımı kanserden kayıp ettiğinde 37 yaşında 4 tane çocuğu ile dul kalıp yok olan, kendisini çocuklarına adayan, bana 2 yaşından itibaren hem anne hem baba ve yetişkin olduğumda arkadaş olan, Torunlarını,yeğenlerini ayrı bir sevip çok sevilen anneanne,babaanne,teyze,hala olup herkesin gönlünde bambaşka bir taht kurmuştu.

Alanya Devlet Hastanesinde yattığı bir ay süresince kibar konuşmaları ile kendinde olmadığı anlarda dahi güzel bakışları ile asil tonton teyze adı konan anneciğim ile gurur duyuyorum.

Komşuları, arkadaşları, akrabaları ile diyologları, yaptığı sosyal faliyetleri, ev toplantıları,güzel yemekleri,düzen,intizam,şık giyimi benim anneciğimden aldığım dersler, bir bayanın mutlaka araba kullanmayı bilmesi gerekli düşüncesi ile 17 yaşında bana ehliyet aldırtması, çocuk yaşta arabamı alması,çocuk yaşta ev sahibi olmam hep anneciğimin katkıları.

Eşimi çok sevmesi önünde ölüm varsa ben öleyim,mavi gözlerine kurban olurum sana, damadım değil oğlumsun sözleri de çok içtenmiş  son 5 seneyi bizimle yaşadı ve cenaze arabası ile Alanyadan Ankaraya getirilerken naaşı ile  birlikte aynı arabada gelen sadece eşim idi.

Canım annem,gelinlerini  de kızları gibi seven, hiç problem yaşamayan ve yaşatmayan farklı bir  kadın idi.

Acıların kadını 17 sene önce  46 yaşnda oğlunu da kanserden kayıp etti. Evlat acısı ne demektir onu da yaşadı.

Diğer ağabeyim ise 33 yaşında Profesör olup onu bu başarısı ile hep gururlandırdı. Çok hayırlı bir evlat olup 15 sene tüm bakımını üstlenip, Avrupa seyahetlerinden  güzel kıyafetler getirip anneciğimi havalara uçuruyordu.

Ablamın eşi ise Teyze oğlu olduğu için ayrı bir sevgi ve saygısı vardı.  Ablamın, çocuklarından torununun torununu da görerek Cennetlik oldun  sözlerimize”Yavrum Allah bilir” diye tebessüm ederdi.

Ahh ah, işte acısı ile tatlısı ile devam eden  yaşam eninde sonunda bir gün bitiyor.

Bunu bilerek kalp kırmadan kaçımız yaşabiliyoruz ki?

Anneciğim, bunu başarmış biri olarak  istisna  insandı. Cenazesinin kalabalıklığı,eve akın akın Türkiyenin dört bir yanından gelen günlerce insan seli ile sevenlerinin arkasından ettiği dualar, hakkındaki güzel sözler ile düğüne gider gibi uğurlandı. Onun artık  ebedi uykusunda huzurla yattığına inanıyorum.

Dayanamam zannettiğim,ama girip camide naaşının yıkanmasına kızım Esin ile yardım ettiğimde yüzünün Melekler gibi güzel tebessümlü olduğunu gördüm.

Cuma günü toprağa verilenlere imrenir idi. Bu arzusu da Allah tarafından gerçekleşti. Cuma toprağa kavuştu.

Allahıma şükürler olsun son nefesinde yannda olup şahadet getirttim, zemzem suyu içti ve gözlerini yumdu. 3 dakika sonra kalp çalıştırıldı ama 20 gün sonra solunum yetmezliği ile yoğun bakımda vefat etti.

Yatalak kalmadığına,tavanlara bakıp ölümü beklemediğine seviniyorum. Yaşı da 88 oldu.

Ama yokluğuna alışamadım.

Oturduğu,yattığı yere bakamıyorum. Seslenecek diye sesini hayal ediyorum.

Misler gibi banyosunu yaptırıp,öpüp kokladığım günleri özlüyorum.

İçli köftesini,Kaburga dolmasını,Mumbarlarını özlüyorum.

Sunam uyanmaz şarkısını dinlemeyi özlüyorum.

Tatlısına 51 oynarken iskambil kagıtlarını kibarca, narince tutuşunu izlemeyi özlüyorum.

Emekli maaşını aldığında Gençlik Parkına  tüm komşularını götürüp Semaverde çayını keyifle içişini özlüyorum.

Daha çocuk iken Emel Sayın, Adnan Şenses,Fatma Girik,Türkan Şoray, Nilüfer, Bülent Ersoy, Zeki Müren, Hülya Koçyiğit,Muzazzez Abacı,İbrahim Tatlıses gibi sanatçıları annem ile tanımayı özlüyorum.

Çubuk Barajna,Bayındır Barajına,Hirfanlı Barajına gidip, oralarda piknik tüpünde pişirdiği tavuğu,karnıyarığı yemeği özlüyorum.

Bakan,Milletvekili kuzenlerinin evimize gelip hayır duasını almalarını, ettiği sohbetleri, verdiği ögütleri dinlemeyi özlüyorum.

Biliyorum ömrüm artk sensiz geçecek,

Hayallerin,ümitlerim bir bir bitecek,

Senden kalan hatıralar yad edilecek,

Resimlerin elimden düşmeyecek,

Seni toprağa,yokluğunu gömdüm karanlıklara,

Alışamıyorum ayrılığına,

Ağlamama müsade etmiyorlar sen huzursuz olursun diye,

Sığınmaya çalışıyorum çaresiz yanlızlığıma,

Kalmadı sanki artık günlerimin bir gayesi,

Yedi mi yemeğini ? Aldı mı ilacını?  Bahanesi,

Özlemek çok hüzünlü be annem,

En zorlu bir tırmanışın durağı gibi,

Ne yapsam,ne etsem boşluğun dolmuyor,

Sanki dağ başında kalmışım,

Sıcaklarda donarım,

Esen rüzgarlarla yanarım,

Koca Çınardın gittin kalmadı beylerin soyu senden sonra

Gelecek nesil hep kalacak sana minettar

Ak alnın gibi yüreğin,

Buram,buram burnumda tütüyorsun,

Ömrün boyunca etrafa sevgi tohumları ektin,

Annem sen gittin gideli başım çıkmıyor yastan

Senden bana kalan en son hatıra

Muasalla taşında alnına koyduğum veda busesi.

Nurlar içinde yat,hakkını helal et

Canım annem.

1379852_10151894676593567_2020460440_n

 

 

 

 

 

 

 

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Bilgin