Siyaset, seçimler, ittifaklar, adaylar vs vs son günlerde zamlar, EYT hata daha fazla gündemde yer alan konuların başında geliyordu.
Bir yandan Cumhur İttifakı, diğer yandan 6’lı masa ya da diğer adıyla millet ittifakı ve bu iki ittifak dahi kimsenin çok da görmediği ya da görmek istemediği emek ve özgürlük ittifakı. Oysa bu ittifakın en büyük ortağı aylar öncesinden bir belge yayınlamış ve bunu kabul edecek adayı destekleyecekleri yönünde defalarca açıklamalar yapmıştı. Her iki ittifak da ateşe yaklaşmaz gibi uzak durmayı tercih etmişti.
Fakat kaçırılmaması gereken bir realite de varken bu tavır çok da anlaşılır değildi. Neydi bu realite? İttifakların oyları yeni Cumhurbaşkanı seçmeye yetmiyor ve mutlaka başka yerden oylara ihtiyaç vardı.
Tüm bunlar apaçık kamuoyunda tartışılırken, Halkların Demokratik Partisi ile ilgili bir kapatma davası da devam ediyordu. Belediyelerine kayyum atandığı veya yöneticileri tutuklandığı zamanki gibi siyasi partiler sessizliklerini korumaya başlamış ve kimse tabir caizse tenezzül edip destek istemediği gibi destek de vermiyor sadece uzaktan izliyordu. Ya da tercihlerini böyle kullanıyorlardı. Ta ki Pervin Buldan kendi adayları ile seçimlere katılacaklarını açıklayana kadar.
Şimdi ne oldu dersiniz?
Hemen sağ, sol, orta veya adına ne derseniz deyin siyasetçiler, yazarlar, çizerler “Bu şuna destek olur, buna yarar” demeye başladılar. Birileri de dönüp size şunu sormazlar mı ey ahali, madem bu kadar önemliydi kendi ekranlarınızda bile onlar olmadan tartıştırmadınız mı? Hep ötelemediniz mi? Hangi gün destek oldunuz? Ha o oylara ihtiyacı olanlar dokunulmazlıklar kalksın diye siz oy vermediniz mi? Hepiniz bir ‘ketıldan’ atılan twitler kadar ses çıkarmadınız.
Peki şimdi ne olacak? Yine de umarım ortak akılla, bir ortak yol bulunur.?