Boşanma, Ayrılık Kararı, Ayrı Yaşama ve Velayet

11 Ekim 2013 Cuma, 22:13

Boşanma: Medeni Kanuna göre kadın ve erkek için boşanma nedenleri farklılık göstermez her iki taraf için de aynıdır. Boşanma nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:

a) Eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir (madde 161). Zina eylemi (sadakatsizlik) nedeniyle geçimsizliğe dayanarak boşanma davası açmak mümkündür. Dava açma hakkı olan eşin zina olayını öğrendiği günden başlayarak altı ay içinde ve zinanın yapıldığı tarihten itibaren her durumda dava açmaya hakkı vardır. Beş sene geçince dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

Erkeğin zinasını düzenleyen 441. madde Anayasa’nın 10. maddesine yani “kanun önünde eşitlik” ilkesine aykırı bulunarak 27.12.1997’de iptal edildi. Kadının zinasını düzenleyen TCK 440. madde de 23.06.1998 itibariyle iptal edildi. Böylece zina ceza gerektiren bir suç olmaktan çıkarıldı. Artık zina sadece Medeni Kanuna göre boşanma sebepleri arasında yer alan bir fiil.

b) Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir (madde 162).

Boşanma nedenini öğrendiği tarihten itibaren altı ay ve her durumda boşanmaya yol açan olayın meydana geldiği günden itibaren beş sene içinde dava açmayan eşin dava hakkı düşer.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

Cana kastın anlamı açıktır: Bir kimse için yaşamsal tehlike doğuracak nitelikteki eylemler diyebiliriz. Pek kötü davranma kavramı içine ise bir çok olay ve eylem girebilir. Örneğin dövmek eziyet etmek zorla cinsel ilişki kurmak ağır hakaretlerde bulunmak gibi. Onur kırıcı davranışın yorumu asıl olarak yargıca bırakılmıştır. Örneğin kocanın kadının çalıştığı işyerine veya katıldığı kurs yerine gelip ona hakaret etmesi onur kırıcı bir davranış olarak kabul edilir.

c) Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse bu eş her zaman boşanma davası açabilir (madde 163).

“Küçük düşürücü” suçlar yüz kızartıcı olan ve olmayan suçları kapsayan geniş bir kavramdır. Bu eylemler belirli bir sınırlamaya tabi değildir ancak örneklersek; hırsızlık dolandırıcılık ırza geçmek fuhuşa zorlamak adam öldürmek bu tür suçlar arasında sayılabilir. Bu ve benzeri birçok durumda boşanma davası açmak mümkündür.

“Haysiyetsiz bir yaşam süren” örneğin sarhoş gezip olay çıkaran ya da “küçük düşürücü suçlar” işleyen örneğin hırsızlık yapan bir kocaya karşı açılan davada boşanma kararının verilmesi için durumun diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez hale getirmiş olması gerekmektedir.

Bu gerekçelerle her zaman boşanma davası açılabilir. Bir zaman sınırlaması yoktur.

d) Eşlerden biri evlenmenin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmemek için eşini terk ettiği veya haklı bir neden olmaksızın evine dönmediği takdirde ayrılık en az altı ay sürmüş (dört ay ayrı yaşama iki ay da ihtardan sonra eve dönmeyi bekleme süresidir) ve devam etmekte ise terk edilen eş boşanma davası açabilir. Diğerini evi terketmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın eve dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır (madde 164).

Davaya hakkı olanın isteği üzerine hakim diğer tarafa iki ay içinde eve dönmesini ihtar eder. İhtar gerektiğinde ilanen (gazete ilanıyla olduğu gibi) yapılır. Ancak ayrı yaşama süresi dört ayı doldurmadıkça ihtar kararı verilmesi istenemeyeceği gibi ihtar kararının karşı tarafa ulaşmasından itibaren iki ay geçmedikçe boşanma davası açılamaz.

Medeni Kanun’a göre eşler evlerini beraber seçerler kendilerine yapılacak olan bütün tebligatlar bu adrese yapılır ve hukuken işleyecek süreler bu tarihten itibaren işler. Bununla birlikte evli bir kadın isterse ayrı bir ev tutarak orada yaşayabilir kimse onu kocasıyla beraber yaşadığı eve dönmeye zorlayamaz. Ancak kocası onun evine dönmesini isterse ona resmi bir yazı göndererek “terk” nedeniyle boşanma davası prosedürünü başlatabilir.

e) Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tesbit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açılabilir (madde 165).

f) Evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa eşlerden her biri boşanma davası açabilir (madde 166).

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde davacının kusuru daha ağır ise davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.

Madde 166 dışında saydıklarımız özel boşanma nedenleridir. Madde 166 ise genel boşanma nedenidir. “Terk” dışında kalan bütün diğer boşanma nedenleri aslında genel boşanmanın kapsamına da girmektedir. Bunun yanı sıra boşanmaya yol açabilecek bir çok neden bu maddenin kapsamına girer; sevgi ve saygının bitmesi kadının gelirinin zorla elinden alınması aşağılama eşin suç işlediğini ihbar ederek cezalandırılmasına yol açmak gibi. Ancak madde 166 dışındaki boşanma maddeleriyle dava açıldığı taktirde boşanma daha hızlı ve daha kesin olarak gerçekleşir. Genel boşanma maddesi ile dava açmak hakimin takdir yetkisini artırmakta davaların uzamasına neden olmaktadır.

Yine bu maddeye dayanarak evliliği bir yıldan fazla sürmüş olan tarafların her konuda anlaşmaları ve mahkemede hazır bulunmaları halinde tanık dinlenmesine de gerek olmadan tek celsede boşanmaları mümkündür.

Bu maddeye göre; boşanma nedenlerinden herhangi birine dayanarak açılmış olan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçmesi halinde hangi nedenle olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilir.

Kadının boşandığı erkekle tekrar evlenmesi veya evlenmeden bir araya gelmesi konusunda hiç bir kısıtlama yoktur.

Ayrılık kararı / Ayrı Yaşama Medeni Kanun madde 170’e göre “Boşanma sebebi ispatlanmış olursa hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir.”

Boşanmak için mahkemeye başvurulmuş ise ve hâkim tarafların barışabileceklerini düşünüyorsa ayrılık kararı verebilir ama ayrılık istemi ile mahkemeye başvurulmuş ise boşanmaya karar verilemez (madde 170).

Boşanma nedenlerinden birine dayanarak ayrılık kararı için mahkemeye başvurulabilir bu takdirde yargıç bir yıldan üç yıla kadar ayrılık kararı verebilir. Bu ayrı yaşama kararından sonra taraflar hâlâ bir araya gelmemişlerse bir tarafın isteği ile boşanmaya karar verilir (madde 171-172).

Wordpress Haber Teması Tasarım ve Programlama: Bilgin