Hem baba tarafım hem de anne tarafım köklü Türk aşiretlerinden olunca, Türk tarihine olan ilgim artarak sürmüştür. Yörüklere duyduğum yakınlık sonucu, Yörükleri ve milli olan tüm faaliyetleri incelemeye yönelmişimdir.
Türk kültürünün aslı olan Yörük kültürünü yaşatmak için kurulan Antalya Yörükler Derneği, o günlerden bu yana çok gelişti.
Yıllardır derneği sırtlayıp götürmeye çalışan başkan Abdullah Duman, zaman zaman eleştiriler almasına rağmen,
Yörükler Derneğinin çıtasını yüksek tutmaya çalıştı, mümkün oldukça toplumun kanaat önderleriyle ilişkiler geliştirdi.
Dernekçilik kolay iş değildir, herkesin gönlüne göre hareket etsen, ’horozun çok olduğu yerde sabah olmaz’ denildiği gibi her söyleneni yapamazsın veya her istenileni yerine getiremezsin. Bir de derneği yaşatmak durumu var. Üyelerini hoş tutarak çalışmalarını ve desteklerini sağlayacaksın. Büro giderlerinden başlayıp, matbaa giderlerinden salon kiralarına kadar bütün giderlerin altından kalkmaya çalışacaksın.
Dernekler, adını duyurmak için ve gönül bağı kurduğu taraftarlarını bir araya getirmek için, çeşitli etkinlikler yapmak zorunda kalır. Şenlikler, piknikler, yemekli toplantılar, konferanslar gibi onlarca faaliyeti yapmak için çırpınırlar.
Dernekler arasında, evde oturmaktan sıkılıp hoşça vakit geçiririz diyenlerin veya bir salon kiralar rahat kumar oynarız diyenlere kadar yüzlerce tabela derneği de var, topluma faydalı olmayı alışkanlık edinmiş, kültüre sanata değer veren kişilerin oluşturduğu dernekler iyi ki var.
Bazı dernekler, kitleleri etkileyecek konuma gelince, doğal olarak oy kapma yarışında olan tüm siyasilerin ilgisini çekiyor.
Son yıllarda yapılan faaliyetlerle adını fazlaca duyurmaya başlayan Yörükler, kamuoyunun ve de siyasetçilerin ilgi odağı olmaya başladı. Şölenlerde, siyasilerin, belediye başkanlarının, adaylık düşünenlerin adlarının, alana girişlerinde ve ayrılırken anons edilmeleri, şölenlere ayrı bir renk katıyor. Teknoloji ilerledikçe, her şeyden haberdar olup bilinçlenen milletimiz, yıllardır değişik partilere oy vere vere kazandığı tecrübeyle ‘ayranı üfleyerek içer’ hale geldi. Anonsları yapılanları misafirperverlik içgüdüsüyle alkışlıyor ama tarih boyu engin tecrübeye sahip olan Yörükler, Atasını da biliyor, tehlikeyi de seziyor. Vatana fayda getirecek kişiyi ve Türk’e değer verecekleri tanıyor.
Her yıl gelenek haline gelen Yörük şölenlerinden iki tanesine katıldım. Her iki şölende de gururlandım, ilk şölen Serik’te oldu, Serik Yörük Türkmen Derneği Başkanı Mustafa Kuş, Türkiye’nin birçok ilinden dernekler davet etmiş, her dernek kendi çadırlarını bir gün önceden kurarak şölene heyecan katmıştı. Hazır bulunanlara, milli duygular yaşatmıştı.
Katıldığım ikinci şölen, Antalya Yörükler Derneğinin şöleni oldu. Çevre il ve ilçelerden fazla katılım olmadığı halde, Antalya’nın Yörükleri ve kentliler, Düzler çamı ormanını ve şenlik alanını doldurdu. En çok alkışı tarihte kurulmuş Türk devletlerinin bayraklarıyla yapılan geçit töreni aldı. Aynı kentte yaşamalarına rağmen bir araya gelemeyen birçok kişi, dostlarıyla buluşma fırsatı buldu. Hıdırellez kutlamaları çerçevesinde tertip edilen çok çeşitli etkinlikler olduğunu biliyoruz. Birçok kuruluş ve dernekler, piknik alanlarına koştu. Her il ve ilçe de faaliyetler yapıldı. Yine de Antalya’da yapılan şenliklere katılım fazlaydı.
Yörüklerin, Türklüğün tarihi macerasını taşıyan hafızaları sonucu, kıyafetleriyle, türkü ve oyunlarıyla yaşattıkları kültür, her Türk’üm diyeni heyecanlandırır.
Osmanlı Devletinin kuruluşunda ve sonrasında Kurtuluş Savaşına kadar vatan müdafaasında yer alan Yörükleri dim dik ayakta görmek, birlik ve beraberlik içinde duruşlarına şahit olmak, gazetecilik mesleğimin en önemli olaylarıdır diyebilirim.
Torosların çocukları birleşiyor, güçlerini birleştiriyor.
Ben iki şekilde seviniyorum, hem bu birlikteliklerden haz duyuyorum, hem de Türk’ün karşısına çıkmaya cesaret etmişlerin rahatsız olmalarından sevinç duyuyorum.
Hoşça kalın, ebediyete kadar Türk kalın.
Cengiz Savaşeri