Öyle güzel deyimlerimiz var ki, hayatın içinde toplumsal yaşamdaki durumları özetleyen, “PARAYI VEREN, DÜDÜĞÜ ÇALAR” deyimi de onlardan…
Gününüzde ve her dönemde PARA hep büyük önem arzetmiştir. Hayatın gerçeği iyi yaşamın kaynağıdır PARA. Parayı çok kazanmak için çalışılır, dinilir refah ve lüks içinde yaşamak için gereken tek güçtür çünkü o..
Artık yaz dönemi nedeniyle pekçok tv ve radyo programı tatile giriyor ya da sona eriyor malûmunuz. Yeni yayın dönemi hazırlıkları içinde olan tüm tv kanalları ve radyoların yeni dönem hazırlıkları başlamışken bu yazıyı servis etmekte yarar olduğunu düşündüm. Bu sektörde çalışanların pek çoğu prim yapmak, EGOLARINI tatmin etmek, bir taraftan da kazanç sağlamak arzusundadırlar. Hal böyle olduğunda istisnalar hariç, yaptıkları işlerde KALİTE yi sorgularsınız. Ha bu görecelidir de, bazı izleyici zevk de alabilir, ama benim gibi eleştirenlerde çoktur ve hiç kanalda durmadan derhal zaplayarak başka bir seçimle ve farklı bir kanalla yoluna devam eder, malumunuz yüzlerce TV, bini bulan radyo mevcut.
Yayıncılıkta PARA her şeymiş gibi görünse de KALİTE ön planda olduktan sonra değerli olmalıdır. Ulusal kanallar için de geçerli olan bu tespit üzerine dikkatinizi çekmek istiyorum. Özellikle yerel TV kanallarında kimler program yapıyor, nasıl yapıyor? Dikkat ediniz ve eleştiri yapacak kadar izleyiniz. Görüş ve düşüncelerinizi de nilhankirdi@hotmail.com mail adresime gönderiniz lütfen. Sizler nasıl ve hangi tür programlar izlemek istersiniz ve şuanda gördükleriniz bu beklentilerinizi ne kadar karşılıyor?
Her mesleğin bir yapılış şekli olduğu gerçeğini kimse unutmamalı. Mesleğe ömür verenlerle, bir sponsor bulup da zevk için, kendini tanıtmak meşhur etmek ya da ego tatmini sağlamak için yapanları ayrı tutmak gerekmez mi? Her sponsor bulanı podyuma çıkartır gibi stüdyoya buyur edip program sundurmak işi bilenin değil bence bilmeyenin yapacağı bir durumdur. Önceden sponsor olan firmalar adına işi bilenlere program yaptırılırken şimdi yerel kanallarda sponsoru bulan düdüğü çalıyor adeta ya da kendi firması sponsor diye çıkıp programı da kendi sunuyor. O kadar garip sohbetlere ve hitaplara denk geliyorum ki, gülüyorum. Ve işin paraya dayandığını biliyorum. Yerel yayıncılıkta eleman istihdam etmek yerine saatleri satarak birilerine program yaptırmanın kaliteli yayıncılığı baltaladığını düşünüyorum.
Herkes işini yapmalı. Eczacı eczacı olmalı, hemşire hemşireliğini bilmeli, sporcu sporuyla gündeme gelmeli vs.. ancak kendileri çıkıp görünmek istiyorlarsa yanlarında işi bilen birinin varlığıyla stüdyoda yerlerini almalı. Tabii bu benim düşüncem bu konuda sizler neler düşünürsünüz bilmem ancak bize yayıncılığı büyüklerimiz hep bu adabla öğretmiştir.
Ne diyelim devir bu devir. Ancak ben yine de, YAYINCILIKTA, PARAYI HER VEREN DÜDÜĞÜ ÇALSIN ama programlar sırasında yanlarında bir bilen de olsun, olsun ki biraz daha kaliteli yayınlar, sohbetler izlensin düşüncemi dile getiriyor, belki o zaman ANTALYA’lı yereline daha fazla sahip çıkar diyorum.
nilhankirdi@hotmail.com
