İftarları izleyin Hemen hemen her gün bir iftar daveti alıyoruz.
Lüks restoranlarda, otel salonlarında, kurumların bazıları da kendi yemek salonlarında davet veriyor. Bu alışkanlık yeni de değil. Yıllardır bu iftar yemeklerine mümkün oldukça ben de katılırım.
İftar vermek sevap, fakiri doyurmak ayrı bir sevap. Benim davetli olarak gittiğim iftar yemeklerinde gözüme doyurulacak fakir ilişmedi. Birçoğu da gazeteciler için iftar yemeği verdi.
Gazeteciler fakir mi? Derseniz cevabım hazır, hiç kimsenin borazancılığını yapmayan gazeteciler fakir sayılabilir. Ama hangi siyasi parti olursa olsun, onların paralı düdüklerinin biraz ekonomileri iyi gibi.
Eh bu işte gazetecinin utanacak fazla bir tarafı da olmaz, bu dünyada herkes geçinirken gazetecinin havayla yaşayacak hali yok elbet. Reklam veren veya abone olanlara yakın durması da yadırganamaz ama devamlı taraf olan gazeteci hem yadırganır hem de taraf olduklarıyla aynı kefede anılır.
Gelelim asıl konuya; iftar yemekleri artık haber olabilmenin en kolay yolu durumuna girdi. Üstelik mesleğe yeni adım atanlarla veya kalemi kuvvetli gazetecilerle diyalog kurmanın da yolu oldu.
Ramazan vesilesiyle daha çook iftarlar görüp yaşarız. Bol bol yiyip göbek yaparız. Bakarsın iftar dağılırken diş kirası da dağıtırlar. Eski konaklarda fakirlere iftar verildikten sonra çıkışta herkese çeyrekler dağıtılırmış, adına da DİŞ KİRASI denirmiş.
Bu devirde bu işler pek olacağa benzemez, olsa da sevap işlemenin gizlisi makbul, göstere göstere, panolara şu kadar yemek dağıtıyoruz diye reklam yaparak sevap işlenmez herhalde.
Bu işte, iktidar dâhil bütün iş adamı birlikleri ve kurumlar daha dikkatli olamaz mı? İnsan onuruna dikkat edilemez mi? Fakire yardım etmenin en güzel yolu iftar çadırı kurmak olmalı. Bir diğer yöntem ise gizlice yardım yapmak olmalı.
Basın toplantısıyla rakiplerine gönderme yapmak isteyenlerin iftar yemeklerini vesile etmesi bana çok etik gelmedi, bu işin birçok yolu var, maillerle açıklama yapılabilir, özel olarak basın toplantısı yapılabilir.
Gazeteci, merak ettiği her şeyi telefonla da sorar veya rastladığı yerde görüş alır. İftarların mana ve anlamı bu işlere pek uygun değil.Türkiye’nin bütün illerinde, belediyeler iftar çadırları kuruyor, bence başkanların ve yöneticilerin bu çadırlarda halkla birlikte iftar açıp kucaklaşması lazım.
Gazeteciler zaten işleri gereği ortalıktalar, söyleyecek sözü olan oralarda da söyer.
Çallı kavşağından geçerken YÖRSİAD’ ın iftar yemeği dağıttığını gördüm. Vatandaş sıraya girmiş iki koldan yemek alıyordu, kendilerini kutlarım, başka sevap işleyen yardım kurumlarımızı, başta Kızılay’ı
şu mübarek ayda yaptığı yardımlardan ötürü ve dış ülkelerdeki faaliyetlerinden ötürü kutlarım.Kızılay’ın güzel bir yönü, ülke veya din ayırımı gözetmeden insanca yardım yapması, her türlü felakette ekiplerini ulaştırması.
Yüce Allah, alan eli değil veren evi severmiş. Ne mutlu veren ellere.