USD35,20
EURO36,75
GBP44,32
BIST9.724,50
GR. ALTIN2.968,73
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

Ömür dediğin

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kimilerine göre iki kapılı han, doğuyoruz büyüyoruz ve geldiğimiz gibi ebediyete intikal ediliyoruz. Kimilerine göre ise imtihan dünyası.

Normal şartlarda doğumdan ölüme ortalama yaşam 65-70 yıl.

Genç yaşta hayatını kaybedenler için ve erken ölümler için, dinimizin bize tavsiyesi olan kadere inanmak olmasa, ölümler karşısında sakinleşmemiz belki mümkün olmayacak.

Her yaş döneminin güzellikleri var hatıraları var. Çocukluk çağımızdan okul çağlarına, gençlik çağından çalışma hayatımıza ve kurduğumuz aile hayatına kadar geçen zamanlarda anılarımız heyecanlarımız var. Tabii kazandığımız tecrübeler ve çıkarılan dersler de var.

İşte zaman zaman ‘şu kısacık ömürde ’diye başladığımız cümleden sonra, anlatılacak o kadar çok şey var ki, film senaryoları romanlar bu anlatılanlardan çıkıyor.

Bütün bu yaşam mücadelesi sonrası, bir bakıyorsunuz, yolun sonuna yaklaşılmış. Bir zaman sonra hırslar bitiyor, servet, mal istekleri değerini kaybediyor.

İlahi düzen bu şekilde tecelli ediyor. ‘mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi’ sözünü çok önemserim. İstatistiklere göre, hiçbir mülk torunlara kalabilse de torunların çocuklarına kalmazmış. Bir şekilde el değiştirir veya satılıp yenilenirmiş.

Bu cümlemi, para ve mal hırsı sürdüren, mevki makam sahibi olabilmek için etrafına zarar verenlere ithaf ederim.

Antalya’da emeklilerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarını tanımaya çalıştım.

Az çok hayatlarından memnunlar. Ekonomik sıkıntıları olsa da hayata tutunuyorlar. Örgütlü olarak isteklerini dile getirmeye çalışıyorlar. Bir araya gelerek dayanışmayı gerçekleştiriyorlar.

Yaşı ilerlemiş olanlar, bir yandan hatıralarını yaşatıyor, öbür taraftan olgunluk içinde kaynaşıyor. Her biri diğerinin derdine ortak olmaya çalışıyor, maddi olmasa da, manevi desteklerde bulunuyorlar.

Güneş hava su, yaşam kaynağı ama, İnsanın başlıca gıdalarından biri de sevgi herhalde.

Sevgiden, ilgiden mahrum olarak yetişenlerin durumları ile ilgili,  toplumda çok örnek var.

‘yaratanı severiz, yaratılandan ötürü ’sözü, benim için çok anlam ifade eder. Bir birimize sevgiyle yaklaşınca, karşıdan olumsuzluk görmeyiz. Sevgi virüsünü bulaştırırsak, yaşam muhakkak daha kolay olacaktır.

Hoşça kalın, sevgiyle kalın.

Cengiz Savaşeri

Ömür dediğin

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Antalya Kadın ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!