Ohh ohhh…
Bugün uzunca bir aradan sonra şöyle bir dolandım çarşı pazarı. Kasaplarda kırmızı etin kilosu 350 tl’den başlayıp 500 liralara doğru gideli epey olmuş. Tavuk desen hani en yaşlısı 45 günlük olanların da fiyatı uçmuş resmen. Benzin 25’e dogru yol almış. Bir spor ayakkabı baktım 2000. Asgari ücretli çalışan sitem etti, (bu ne dedim) diye. Biz çok şeyi almaktan vazgeçtik demeye getirdi. Biz yaptık fiyatları saydırdım içimden.
Sonra zincir bir kahvenin önünden geçerken white cholette moka yazana takıldı gözüm 82 lira vay arkadaş dedim. Gittim çay ocağına o da yapmış mı çayı 10 lira. Dedim töbe bugün evren kararlı beni delirtmeye. Yani ne siz sorun diğerlerini ne ben anlatayım.
Sadece bunlarla kalsa eskiden en düşük geirlinin bile çoluğunu çocuğunu giydirdigi bir marka vardi herkesin “vaykiki” dediği gireyim dedim önümüz bayram belki alırız diye. Bizatihi arkadaş bizim alt gelir orta halliye hitap eden kiki olmuş mu sana fiyatı uçuran kiki. Baktım iki üst başa emekli maaşını yarısını hibe edeceğiz. Yine önümüz bayram dedim dur akıllı ol daha bunun şekeri var tatlısı var neyine senin elbise. Bizim haller buydu iki saatte anti depresanlık olup küsüp çarşı pazara düştüm evin yoluna. Manavlara dönüp bakmadım mazallah kiraz fiyatını görüp ohh ohh yandım anam türküsü ile karakolluk olma ihtimalini düşünüp. Hem amarkadan merkez pankasına kayyım gelmiş bizim Memet oğlan maliye bakani olmuş. Mahalle kahvesinden gündeme dair ülkede olup bitenlerin kritiklerini de aldımmm.
Ne oldu bizim emeklilerin kurban bayramı ikramiyesi? kurbanı geçtik iki üç kilo et alırdık çoluğa bari nefsini körlerdik çoluk çocuğun.
Haber salın etrafa hep hep beraber ohhh ohh bu ara herkes bizi seviyo diyerek tuttum evin yolunu.