Kürtaj yasağı hakkında kadın gazeteciler ne düşünüyor ?
“Bedenimiz bizimdir, kürtajı tartışmak bile istemiyoruz” derken konu nerelere geldi. Farkında mısınız konuşan hep erkekler. Gazetelerdeki köşelerinde “yeter artık, ne yapacağıma ben karar vermeliyim” diye haykıran ve kadınların duygularına tercüman olan kadın yazarların yazılarını bir araya getirdik.
“Tecavüz mevzuunun yine bu kadar gündelikleşmesi, normalleştirilmesi bir vahamet. Ama daha da vahimi kürtajı tecavüze uğrayan kadınların çocukları üzerinden konuşmak” diyen Radikal yazarı Pınar Öğünç‘ün yazısının tamamını okumak için tıklayın.
“Beyler! Kürtaja karşı olabilirsiniz… Saygı duyarım! Ama bunu bir devlet politikası olarak dayatamazsınız… Kadının vücudu kendisine aittir. Kadın sadece bir çocuk üretme makinesi değildir! Kadının işlevini “kutsal annelik” abartısına hapsedemezsiniz…” diyen Habertürk yazarı Balçiçek İlter‘in yazısının tamamını okumak için tıklayın.
“Ben hamile kalıyorum ve ne yapacağıma ben karar veremiyorum, Başbakan karar veriyor… Yok artık! Kürtaj benim meselem. Kadınların meselesi… Normal doğum da öyle, sezaryen de. Bir erkek, Başbakan da olsa, kadını ilgilendiren konularda yorum yaparken iki kere, üç kere dikkat etmeli. Daha hassas olmalı” diyen Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman‘ın yazısının tamamını okumak için tıklayın.
“Hemen hemen her kadın çocuk sahibi olmak ister. Kürtaj her kadın için acı verici bir süreçtir. Buna karşın kürtaja hiçbir zaman hamile kalmayacak erkekler karşı çıkıyor. Ancak kadını kürtaja mecbur edenler aslında yine erkekler. Gebe bırakan onlar, çocuklarına sahip çıkmayan yine onlar, kürtaj cinayettir diyen yine onlar” diyen Vatan gazetesi yazarı Mutlu Tönbekici‘nin yazısının tamamını okumak için tıklayın.
“Farkında mısınız tecavüzün kendisini değil, tecavüz sonucu hamile kalan kadının doğurup doğurmamasını tartışıyoruz. Bu eylemin kökenini, nedenini sorgulamıyoruz” diyen Hürriyet yazarı Melike Karakartal‘ın yazısının tamamını okumak için tıklayın.