İKİNCİ KADIN, Gülsen BİRDAL’ın yazısı

İKİNCİ KADIN
Birlikteliklerde, ikili ilişkilerde aldatma çok önemli unsurlardan biridir. Erkeklerin eşlerinin yanı sıra başka kadınlarla yaşadıkları aşk ilişkisi, her zaman sorun olmuştur. Son zamanlarda bu tip ilişkiler fazla normalleşti. Etrafımızda tanık olduğumuz kişilerin ikinci, hatta üçüncü kadınları, hayatımızın bir parçası haline geldi. Bir bakıyorsunuz eşi ile sonra öbürü ile sonra ikisi ile birlikte geziyor.
Geçmişe baktırdığımızda, bir erkeğin eşini aldatması büyük olaylara sahne olurken, türlü sorunlar yaratırken, artık ikinci kadınlar, çok rahat ortaya çıkıp, fotoğraflarını çektirip sosyal paylaşımlarda yayınlayabiliyor. Medyada kare kare resimler sakınca yaratmıyor. Veya erkeğin para hanesi yüksek ise Acun Ilıcalı, İbrahim Tatlıses, Ali Ağaoğlu’nun ikinci eşi gibi hiç saklamaya gerek görmüyorlar.
Bu durumları ortada paylaşılan, paylaşılamayan ve ya paylaşıldığı sanılan bir erkek var diye tanımlamak gerek sanıyorum.
Erkekler bu tip haberleri okurken, içlerinden imrendikleri gibi, biz kadınlar da artık bu durumları normal bulur olduk, çok yadırgamıyoruz sanki.
Aldatma, tarihler boyunca hep olmuştur. Ancak, hiç bu kadar ‘normal olmamıştı.

ERKEKLER PARALI İSE İKİNCİ KADINLARI KENDİLERİNE HAK GÖRÜYOR
Oysa ikinci kadın, ahlaka, hukuka, adaba aykırı olarak bilerek evli bir kimseyle birliktelik kurmuş ise öteki kadının sosyal ve kişilik haklarına saldırmış olmaktadır. Eskiden, daha birkaç yıl öncesinde bile evli bir erkeğe, platonik olarak dahi âşık olmak konuşulamaz, hoş görülmezdi.
Zamanımızda ise ikinci kadın olayında, yasak aşkın tarafları erkek ve kadın hiç çekinmeden, hem evliliklerini devam ettirmekte, hem de yasak ilişkisini sürdürmekte çocuk dünyaya getirmekte sakınca ne yazık ki, hele bir de erkek paralı biri ise görmemekte..”

Yasak ilişki yaşanırken, ikinci kadın olmayı kabul edenlere seslenmek isterim:
Öncelikle onlar kendi hemcinslerine bu ihaneti nasıl kendilerinde hak görürler? Birliktelik kurduğu erkek, evliliğinde bir problem yaşamıyorsa ve evliliğini sonlandırmamışsa, yuva yıkmanın ona faydası daimi mi olacaktır?
Hep söylenir yuva yıkanın yuvası olmaz diye. Balkona cama kuş yuva yaptı ise sakın bozmayın sizin yuvanızda yıkılır diye çocukluktan beri duyarız büyüklerimizden.
Kaldı ki ikinci kadın olmayı kabul etmek her zaman kolay olmaz önceden iyi düşünülmeli. Hassas bir durum ikinci olmak, kişilerin hedeflerinde hep birincilik yatar her konu da. O halde katlanılması zor olsa gerek.

ERKEK İÇİN İKİNCİ KADIN KAYMAKLI BAL MI?
İkinci kadının, aldattığı, hemcinsi olan, erkeğin karısı değildir sadece aynı zamanda o ailenin çocukları, mazileri, maddi birikimleri de bu eyleminin zarar görenleri olacaktır. İkinci kadın, hep birinci kadın olmak isteyecektir. Birlikte olduğu erkek, eşine karşı mutlaka bir aşk beslemiş ki zamanında evlilik yapmış yuva kurmuş, belki çocukları olmuş. Evliliği kurarken, ‘iyi günde kötü günde’ birlikte olmak sözü vardır. Dışarıda heyecan arayıp sonra tekrar karısına dönmeyi düşünebilir. Bugünün ikinci kadını, yarının üçüncü, dördüncü, hatta beşinci kadını da olabilir. Bu yüzden hanımlar siz siz olun, ikinci kadınlığı kabul etmeyin. Hovardalık peşinde olan erkeklerin ekmeğine ballı kaymak sürmek olacaktır bu durum.
Erkek için ne kadar rahat; evde düzenini sağlayan, sevgi, sadakati ile dolu bir kadın; dışarıda da bir-iki saatlik gönlünü hoş eden kullanılan başka bir kadın.
Biz kadınlar, kendi cinsiyetimize saygı duyup, ikincil varlıklara dönüşmemizi engellemeliyiz. Kadın kıymetlidir. Kendinizi harcatmayın lütfen.

ZİNA, YENİDEN SUÇ SAYILMALI
“İkinci kadının ailenin parçalanmasına sebebiyet veren haksız fiili sebebiyle, gerek aldatılan kadına karşı ve gerekse de aldatılan kadının çocuklarına karşı manevi tazminat ödeme yükümlülüğü vardır” Hanımlar aldatılırsanız; Lütfen bu ikinci kadınlara karşı yüksek meblağlı tazminat davaları açın ki kocalarınızdan uzak dursunlar. Eşlerinizin paraları için gelmektedirler. Unutmayın, evinizin, çocuklarınızın rızkını paylaşmaktadırlar. Bence en caydırıcı hali toplumumuzda zina cezaları tekrar konmalı ki ikinci kadının önüne set olsun.
Çözüm Eski Türk Ceza Kanunu’nda olduğu gibi zinanın suç olarak yeniden düzenlenmesi olmalı.
Boşanma sebebi kabul edilen zina sonucunda erkek, karısına vereceği zararın karşılığından korkacaktır. Zamanımızda olan aldatmalar bu kadar fazla olmayacaktır sanırım. Aldatılan kadın, hem ailesini, hem kocasını kaybetmekte maddi, manevi yıkılmakta. Oysa erkekler de bunu bildiği halde nasıl rahatlıkla ikinci, üçüncü kadınlara gidebilir oldular. Ancak bu haksız mağduriyetin failleri için yasa tekrar suç olarak düzenlenip, karşılığında da cezai yaptırımlar olur ise, ikinci kadın olayı açısından caydırıcı olur diye düşünüyorum.
Yazık çevremde o kadar çok üzülenler var kı bu konu da. Bir tarafın mutluluğu diğer tarafa üzüntü yaratmamalı.

Erkeklere söylemek istiyorum: Hayattaki en önemli şey aileniz çocuklarınız olmalı. Hiç şüphesiz erkekler de kadınlarda sevgiden yoksun yaşamak istemezler. Hepimiz her an başka birine âşık olup, başka birini sevebiliriz. Ancak unutmamamız gereken gerçek ki, sevgi aynı zamanda kutsaldır ve sadakat gerektirir.
Lütfen saygıyı sürdürüp, sevgisini, kendisini size ve çocuklarına teslim eden eşlerinize ihanet etmeden bir düşünün o bunu hak ediyor mu?
Sonra gidin; başka kadınlarla aşk yaşayın. Hayat arkadaşınızı, çocuklarınızın annesini, sizin diğer bir yarınızı toplum nezdinde onursuz hale düşürmeyin.
Aldatılmanın acısı, ölüme eşit kabul edilirmiş. Yaşarken öldürmeyin bir zamanlar en sevdiğinizi.
Bizler geleceğimizi değerlerimizle şekillendirebiliriz. İhanet suçtur, ayıptır, günahtır, hayvani duyguların bastırılmasıdır.
Lütfen etrafımızdaki ikinci kadınları normal karşılamayalım. Bir öğlen arkadaşımızın karısıyla, ertesi akşam arkadaşımızın sevgilisiyle yemek yemeyelim. Bizlerin siyah çizgileri olmak zorunda.

PARTNERİNİZİ HİÇ ALDATTINIZ MI?

 Yükleniyor ...
Exit mobile version