Kadınların Yüzde 10’unun Gizli Sorunu: HİRSUTİZM

Kadınların Yüzde 10’unun Gizli Sorunu: HİRSUTİZM

HİRSUTİZM, yani kadınlarda görülen aşırı kıllanma problemi, bir hastalık değil, altta yatan bir hastalığın belirtisi olabiliyor. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Koordinatörü ve Endokrinoloji uzmanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, “Lazer epilasyon gibi kozmetik önlemler, kılları geçici olarak uzaklaştırabilir. Ancak öncelikle yapılması gereken, aşırı kıllanmanın altında yatan bir hastalık varsa, bunun açığa çıkartılmasıdır” dedi.

Kadınlarda ve genç kızlarda görülen “Hirsutizm” kadın vücudunda fazla miktarda kıllanma olarak tanımlanıyor. Erkek tipi bu kıllanmaya “Kadınlarda Aşırı Kıllanma” adını verdiklerini belirten, Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Üreme çağı adı verilen, adet görmeyle başlayıp ve menopoza kadar devam eden zaman diliminde, her 100 kadından 10’unda aşırı kıllanma sorununun olduğunu vurgulayan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Endokrinoloji uzmanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, “Kadınlarda, çene bölgesi, üst bıyık bölgesi, üst kol bölgesi, sırt bölgesi, alt bel bölgesi, üst karın bölgesi, göğüs, alt karın ve uyluk bölgelerinde normalden fazla kıllanma olması durumunda hirsutizm tanısı konulmaktadır” dedi.

“AŞIRI KILLANMA İLE GİZLENEN HASTALIKLAR OLABİLİR”

Aşırı kıllanmanın en yoğun olarak 15-16 ila 45-50 yaşları arasında görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, “Bu, haklı olarak kadınları rahatsız edici bir sorundur. Birçok kadın bu sorunu çok fazla dile getirmez ve hekime gitmez. Estetisyen ya da kozmetik merkezlere başvurarak kıllardan kurtulmaya çalışır. Ancak önemli nokta şu ki, aşırı kıllanma, bir hastalık olmayıp altta yatan bir hastalığın belirtisidir. Bir kadında bu rahatsızlık varsa, ona yol açan sebebin mutlaka açığa çıkartılması gerekmektedir. Altta yatan sebebin ne olduğu anlaşılmadan, doğru tedavi mümkün olamaz. Zaman kaybına yol açmadan hastalık tespit edilmelidir” ifadelerini kullandı.

“HİRSUTİZMİN EN YAYGIN NEDENİ, POLİKİSTİK OVER SENDROMU”

Aşırı kıllanmanın en yaygın sebeplerinden birinin polikistik over sendromu olduğunu belirten Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, “Kıllanmanın nedeni, yüzde 70 oranında polikistik over sendromudur. Üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen endokrin bozukluktur. Kadınlarda, aşırı kıllanma yanında adet düzensizliği, sivilce oluşumu ve saç dökülmesine de neden olabilir. Polikistik over sendromu tanısı koymak için ultrason eşliğinde yumurtalıklar incelenir, ultrasonografide büyümüş yumurtalıklar ve yaygın bir şekilde dağılmış küçük kistlerin görülmesi kriterlerden biridir. Polikistik over sendromu, ayrıca kadınlarda infertilitenin de en sık sebebidir. Bu hastaların büyük bir kısmı kilolu hastalardır. Vücut kitle indeksleri yüksektir. Bu hastalarda yağ metabolizması bozukluklarına sık rastlanır. Diyabet, bu hastalarda en az 5 misli daha fazla görülür. Bu nedenle kıllanma sorununu basite almamak gerekir” değerlendirmesinde bulundu.

“HİRSUTİZMİN NEDENİ, NADİREN DE OLSA TÜMÖR YA DA GENETİK BİR HASTALIK OLABİLİR”

Nadiren de olsa, böbreküstü bezi ve yumurtalık tümörlerin de androjen hormonları fazla salgılanmasına yol açtığı için aşırı kıllanma ve saç dökülmesi gibi şikâyetlere neden olduğuna işaret eden Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, sözlerine şöyle devam etti: “Bu vakalarda kıllanma aniden başlar ve hızlı ilerler. Beraberinde kanser de hızlı ilerlediği için zaman kaybedilmemesi ve aniden başlayan ve hızlı ilerleyen erkek tipi kıllanma durumunda en kısa zamanda hekime başvurulması önem taşımaktadır.

Böbreküstü bezini ilgilendiren, Konjenital Adrenal Hiperplazi adı verilen genetik hastalık, böbreküstü bezinde steroid hormonlarının sentezindeki bozukluklardan kaynaklanmaktadır. Bu hastalıkta erkek tipi kıllanma, saç dökülmesi, sivilcelenme ve kas kitlesinin artması, ağır vakalarda ise ses kalınlaşması ve klitorisde büyüme gibi bulgular görülebilir. Tanıda hormonal testler dışında genetik analizler de gerekebilir.

Bu hastalıkların dışında hastaların bir kısmında aşırı kıllanma için belirli neden bulunmamaktadır. Androjen düzeyleri normal sınırlarda olmasına karşın aşırı kıllanma olan, over ultrasonografisinde polikistik over saptanmayan ve adet düzensizliği bulunmayan hastalarda bu durum “İdiopatik Hirsutizm” olarak tanımlanmaktadır.

“MULTİDİSİPLİNER TEDAVİ GEREKLİ”

Aşırı kıllanma tedavisinin, farklı branşlar tarafından, birlikte değerlendirilmesi gereken bir problem olduğuna dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Endokrinoloji uzmanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, tedavide dikkat edilmesi gereken hususları şöyle sıraladı: “Ekipte mutlaka bir endokrinoloji uzmanının olmalı. Bu hastalarda, insülin direnci ya da obezite gibi endokrin anormallikler görülebilir. Ek olarak, dermatoloji uzmanı, üreme endokrinolojisiyle uğraşan bir kadın doğum uzmanı, radyoloji uzmanı ekipte yer almalıdır. Obezite problemi olan hastaların tedavisi için diyetisyen ve mümkünse davranış terapisi konusunda deneyimli bir terapistinin de olmasında fayda vardır. Bütün bunlar multdisipliner ekibi oluşturur. Yeditepe Üniversitesi Hirsutizm Merkezi’ne başvuran hastalar için, öncelikle ekip olarak aşırı kıllanma probleminin altında yatan sebebin bulunmasına odaklanılmaktadır.

Aşırı kıllanma şikâyetiyle başvuran kişilerde çoğunlukla görülen, polikistik over sendromu ve nedeni bilinmeyen hirsutizmde ilaç tedavisinden yararlanılmaktadır. En az 6 ay düzenli ilaç kullanımının yanı sıra, gerekirse kozmetik tedavi de uygulanabilir. Aşırı kıllanma tedavisinin kalıcı bir tedavi yönteminin olmadığı, kronik tedavinin gerekli olabileceği ve ilaçların ancak aylar içerisinde etki edebileceğinin unutulmaması gerekir. Bu süre içinde düzenli hekim kontrollerine devam edilmesi oldukça önemlidir.”

HAYAT TARZI DEĞİŞİKLERİ DE GEREKLİ

Hirsutizmin tedavisinde hayat tarzı değişiklikleri de önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, “Altta yatan neden ne olursa olsun, özellikle obezitesi olan hastalarda uygun diyet ve düzenli egzersizin, aşırı kıllanma üzerine olumlu etkileri vardır. Ayrıca aşırı kıllanmanın nedeninin genetik anormallik olduğu tespit edilirse, hastalara genetik danışmanlık hizmeti de verilmelidir” diye konuştu.

Exit mobile version