ERKEKLERİN GÖZÜNDE KADIN
53 yıl önce 21 Eylül 1962 de kadınlarımız yürümüş. Açtıkları pankartlardan birinde ‘BAŞKALARI AYLA, BİZ AYIYLA UĞRAŞIYORUZ’ yazılıymış. O yıllardan bu yana değişen ne olmuş, merak eden var mı?
Terör olayları ve seçimlere kilitlenen milletimiz, kadınlarımızın uğradıkları aşağılanmaları, taciz ve tecavüz olaylarını pek umursamaz oldu. Yaz boyu gazete manşetlerini süsleyen kadın cinayetleri. Taciz ve tecavüz olayları hepimizi dehşete düşürmüştü.
Kadın olarak yaşamını sürdürürken izlenimlerini açık bir dille paylaşan birisinin yazısı çok ilgimi çekmişti. Bu güne kadar fırsat bulup gazetedeki köşeme taşıyamamıştım. Şimdi seçim sürecine girdik ve yetersiz olsa da kadın adayların listede yer bulduğunu görüyoruz. Bu yazımı kadın adaylarımız okursa belki Türkiye’deki kadınların sorunlarına daha etkin yaklaşırlar diye düşündüm.
Yazısını okuduğum hanım, uzuvlarının bile erkek gözünde sakıncalı olduğunu dile getirerek, ‘sayelerinde çırılçıplak geziyoruz memlekette. Üzerimizden gözlerini, sözlerini eksik etmiyorlar. Ne kadar giyinsek fark etmiyor, kafalarında hep çıplağız biz. Kıyafet özgürlüğümüz elimizden alındığı gibi, bedenimiz de bize ait değil’.diyor.
Yaradılışları itibariyle sahip oldukları göğüslerinin, dudakları dahil birçok uzuvlarının erkek üzerinde BİR KİLO KEÇİBOYNUZU YEMİŞÇESİNE AFRODİZYAK ETKİSİ yaratabileceğinden bahsediyor.
Siyasetçilerin bir çoğunun kadınların kılık kıyafeti dahil, doğuracağı çocuk sayısına kadar müdahale edebildiğini, genel bir kanı olarak, kadınların gözden ırak olarak, erkeklerin öngördüğü işleri yapmaya zorlandıklarını ileri sürmüş. Çok kazanıp şımarmamalarının istendiğini, kendilerine güven gelirse belki, çekip giderler korkusu olduğunu bahsetmiş. Çekip gitmenin toplumda ve erkek gözünde asilik kabul edildiğini öne sürerek, ‘asiliğin de çaresine bakılmış. Sokak ortasında öldürülmemizin önünde pek bir engel yok’.diyor, Tahrik indirimi sayesinde erkeklik hakkının korunduğunu söylüyor.
Kürtajın tecavüz suçundan daha ağır suç olduğunu, toplum içinde kahkaha atmanın bile eleştirildiğini yazan bu hanım kardeşimiz, üç kuruş kazanabilmek ve ailesine çocuklarına ekmek götürebilmek için çırpınan kadınların haklarını ciddiyetle dile getirecek milletvekillerini görmek istediğini söylüyor.
Ben bu hanıma yerden göğe hak verdim. Ya siz?
Cengiz Savaşeri