USD35,20
EURO36,75
GBP44,32
BIST9.724,50
GR. ALTIN2.968,73
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

DİKKAT ZORLA ÖKSÜRMEYİN!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

DİKKAT ZORLA ÖKSÜRMEYİN!

“ZORLU ÖKSÜRÜK VE HAPŞIRIK KIRIĞA SEBEP OLABİLİR”

Göğüs bölgesini etkileyen çarpma, düşme, sıkışma, darp gibi bir durumlardan sonra, nefes almakla artan ağrı, bölgedeki hassasiyet ve çıtırdama sesinin kaburga kırığı olabileceğini belirten Op. Dr. Fırat Oruç, “Özellikle kemiklerin daha kırılgan olduğu yaşlılarda, ufak çarpmalar hatta zorlu öksürük ve hapşırıklardan sonra bile görülebilir” diye konuştu.

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Fırat Oruç, “İçerisinde koruduğu hayati organlar sebebiyle, kaburga kırıkları önemlidir, ciddiye alınmalı ve uygun bir şekilde tedavi edilmelidir” ifadelerini kullandı.

Göğüs kafesi içindeki kalp, akciğerler, karaciğer, dalak, büyük damarlar gibi hayati organların iki taraftan on ikişer kaburganın ve üzerindeki kas ve dokuların oluşturduğu sert ama esneyebilir sağlam bir yapı tarafından korunduğunu söyleyen Op. Dr. Fırat Oruç, “Kaburgaların yaklaşık 3’te 4’ü kemik, ön taraftaki 1’de 4’lük kısmı kıkırdaktan oluşmuştur. Ön taraftaki kıkırdak yapılar, daha esnek olup, ortada iman tahtası kemiğiyle iki yandan birleşir. Bu durum, hem iç organları korumak için sertliği ve sağlamlığı hem de nefes alıp verirken hatta hareket ederken gerekli olan esnekliği sağlar” dedi.

“TRAVMANIN ŞİDDETİ VE CİDDİYETİ KABURGA KIRIĞININ GÖSTERGESİ”

Göğüs bölgesine olan travmaların yaklaşık yüzde 40’ında kaburga kırıkları görüldüğünün altını çizen Op. Dr. Fırat Oruç, “Kaburga kırığı olması travmanın şiddeti ve ciddiyetinin bir göstergesidir. Göğüs bölgesini etkileyen çarpma, düşme, sıkışma, darp gibi bir durumlardan sonra, hareketle ve nefes almakla artan ağrı, o bölgede hassasiyet ve çıtırdama sesi varlığında kaburga kırığından şüphelenilir. Özellikle kemiklerin daha kırılgan olduğu yaşlılarda, ufak çarpmalar hatta zorlu öksürük ve hapşırıklardan sonra bile bu tip durumlar görülebilir” diye konuştu.

“EK HASTALIKLARIN TAYİNİ ÖNEMLİ”

Göğüs bölgesi röntgeninin büyük oranda tanı koydurucu olduğunu söyleyen Op. Dr. Oruç, “Kaburga kırıklarının bir kısmı röntgende görülmeyebilir. Ama alttaki hayati organlara verebileceği hasarın tayini için röntgen çekilmesi elzemdir. Kaburga kırığı teşhisi konduktan sonra, iç organlara ayrıca bir zarar vermemişse tedavide izlenmesi gereken yollar vardır.

Birden fazla veya iki taraflı kaburga kırığı mevcutsa ya da hasta yaşlı, kronik sigara içicisi veya kalp hastası gibi ek bir durum varsa hastaneye yatırılarak gözlem gereklidir. Genç hasta, tek kaburga kırığı olan ve ek hastalığı olmayanlara ayaktan tedavi yeterlidir” dedi.

“TRAVMAYI TAKİBEN TEKRAR KONTROL ETMEK GEREKİR”

Bazı hastalarda travmanın hemen ardından sıcağı sıcağına şikâyetlerin görülemediğini ifade eden Op. Dr. Oruç, “Ağrılar, birkaç gün sonra şiddetlenebilir. Bazen de ilk çekilen röntgenlerde kırık görülmezken, hasta hareketleriyle birkaç gün sonra akciğer hasarı ortaya çıkabilir. Bunun önüne geçmek için, hastayı travmayı takiben 3-4 gün sonra tekrar kontrol etmek gerekir. Tedavide ağrının kesilmesi ilk amaçtır. Kaburgaların hareketlerinin bandaj veya sargı gibi şeylerle kısıtlanması, nefes almayı önlediği için istenmez” şeklinde konuştu.

“KAS GEVŞETİCİ KULLANILMALI”

Kırık olan kesimde ağrı artacağı için kasların kasılarak hareketleri kısıtlayabileceğini söyleyen Op. Dr. Oruç, “Bu da kas spazmına bağlı ağrıya yol açar. Böylelikle kısır döngü gelişir. Bunu engellemek için kas gevşeticiler kullanılmalıdır. Ayrıca ağrı sebebiyle hasta öksürmek istemez ve rahat balgam çıkaramaz. Bu da akciğerde atelektazi denilen açılamama, genişleyememeye ve zatürreeye yol açabilir. Bunu engellemek için de, solunum egzersizleri ve balgam çözücü ilaçlar tedaviye eklenmelidir” ifadelerini kullandı.

“ŞİDDETLİ AĞRI DEVAM EDERSE DİKKAT!”

Ağrı kesicilerle yeterli iyileşme olmaz ve hastanın günlük hayatını etkileyen şiddette ağrılar devam ederse, kaburgalar arası sinirin bölgesel blokajının yapılması gerektiğine vurgu yapan Op. Dr. Oruç, şöyle devam etti: “Deneyimli göğüs cerrahlarının yapacağı bu tedaviyle yalnızca ağrıyan bölgeye ilaç verilmiş, diğer yan etkilerden korunmuş olur. Ayrıca karın travması şüphesi veya mide kanaması hikâyesi gibi ağrı kesicilerin kullanılması sakıncalı durumlarda da sinir blokajı ilk plana çıkmaktadır.”

DİKKAT ZORLA ÖKSÜRMEYİN!

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Antalya Kadın ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!