Çok bilinen bir gerçektir ki, tek çocuk, çoğu defa kardeşleri ile doğal olarak yaşayacağı sosyalleşme sürecini yaşayamadığı için sosyal ve duygusal gelişimini yeterince tamamlayamamaktadır. Her ne kadar, belli bir yaşa geldiğinde kreş ve anaokuluna gitse de, başkalarının çocuğu ile sosyalleşmesi kendi kardeşi ile kazanacağı sosyallik gibi olmamaktadır. Zira kardeş, kardeş ile sadece yalın bir sosyalleşme değil, aynı zamanda “duyusal” bir sosyalleşme yaşamakta, aidiyet duygusunu da geliştirmektedir. Bir çocuğun kendi kardeşi ile yaşayacağı duyusal-sosyal gelişim sürecinin önemini kavrayan anne-babalar, geniş aile olmanın da verdiği keyifle birkaç çocuk sahibi olmaya yönelmektedir.
1 -2 yaş fark olursa: Kardeşler arasındaki yaş farkı eğer 1 yaş olur ise, o takdirde, böylesi durumlarda ilk çocuğun ciddi bir duygusal yoksunluk yaşama ihtimali vardır. Zira, anne, yeni kardeşe hamile iken, henüz kucağında süt emen kardeşin sütünü kesmek zorunda kalacaktır. Halbuki, çocukların duygusal gelişimi için bir çocuğun 24 ay süt alması oldukça önemlidir. Anne, karnındaki bebeğine odaklanırken, kucağındaki bebeği ihmal edebilmektedir…
3 yaş fark olursa: Eğer kardeşler arasındaki yaş farkı 3 olursa, her ne kadar önceki kardeş emme sürecini 24 ay ile tamamlamış olsa da, 3 yaş döneminin bir özelliği olarak çocuklar “ben merkezci”dir. Her şeye itiraz etme, kıskançlık, ben merkezcilik bu yaş dönemindeki çocukların en belirgin özelliğidir. Kardeşler arasındaki yaş farkının 3 olması çocuk açısından ciddi bir sorun olmasa da, anne ruh sağlığı açısından oldukça yıpratıcı bir süreç halini alabilir…
4 yaş fark olursa: Büyük kardeşin minik ergenlik dönemi olan 3 yaş dönemini atlattıktan sonra bir kardeşinin olması, hem anne ve hem de çocuk ruh sağlığı açısından en dengeli dönemdir. Zira bu dönemde, büyük kardeşin 4 yaş dönemine denk gelen sosyalleşmek için arkadaş arayacağı, kardeş isteğinin oluşacağı dönem bu yaş dönemidir. (Zaman / Adem Güneş Uzman Pedagog)
leyditurk.com