BOY KISALMASI KEMİK ERİMESİ BELİRTİSİ OLABİLİR
Kemik erimesi (osteoporoz); kemik mineral yoğunluğunun azalması ve mikro yapısındaki değişikliklere bağlı olarak kemiğin kırılganlığının artması olarak bilinmektedir. Kemik erimesinde hastalık ilerledikçe özellikle omurga, el bilekleri ve kalça kemiklerinde basit travmalarla kırıklar oluşup, boy kısalması, hareket kısıtlılığı ya da kamburluk meydana gelmektedir.
Medstar Antalya Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Uğur Alp Göksu, kemik erimesine yol açan faktörler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Sebepsiz kırıklar ve boy kısalması osteoporoz belirtisi
Kemik erimesi, kırık oluşumu ve ciddi ağrılar ile birlikte hastada farklı şikayetler oluşana kadar herhangi bir belirti vermeden ilerleyen bir hastalıktır. Bazen hafif darbeyle veya darbe öyküsü olmadan da kalça kemiklerinde, omurgada ve el bileğinde kırıklar oluşabilir. kırıklarla ortay acıkmasının yanı sıra ciddi ağrılar, boyda kısalma ve kamburluk gibi sorunlarla da kendini gösterebilir.
Osteoporoz hastayı yatağa bağımlı hale getirebilir
Kemik erimesi, düşme veya küçük travmalarda kemik kırılmasına yol açabilen bir sorundur. Bu nedenle kırığa bağlı olarak hastaların bir kısmı uzun süre yatağa bağımlı hale gelebilir ve yaşamlarını sürdürmek için bakıma ihtiyaç duyabilir. Bunun sonucunda da önemli oranda tıbbi, sosyal ve maddi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Osteoporozun erken dönemde tanısı, doğru tedavi programının uygulanması ve osteoporozdan korunma konusunda toplumun bilinçlendirilmesi bu nedenle oldukça önemlidir.
Kemik yoğunluğu ölçümü tanıda belirleyici
Tıbbi özgeçmiş ve soy geçmiş (ailede kırık öyküsü), fizik muayene, biyokimya ve kan sayımı ile DXA yani kemik yoğunluğu ölçümü ile osteoporoz tanısı konulabilir. Kemik yoğunluğu ölçümü ile kemik kayıpları ve kırık riski belirlenir, ilaç tedavisi düzenlenir ve tedavi takibi yapılır. DXA raporlarında belirtilen T ve Z skoru değerlerine göre tedavi kararı verilmektedir.
65 yaşından itibaren kemik yoğunluğu ölçümü gerekli
65 yaş üstü kadınlar ile 70 yaş üstü erkeklerin yılda bir kez kemik yoğunluğu ölçümü yaptırması önerilmektedir. Ancak bazı risk faktörleri varsa bu ölçüm daha önce uygulanmalıdır. Bunlar; sigara ve aşırı alkol tüketimi, kırık varlığı, en az 3 ay süreli kortizon tedavisi alımı, düşük kilo ağırlığı ya da kısa zamanda aşırı kilo kaybı, osteoporoza neden olacak ilaç kullanımı öyküsü gibi nedenlerdir. Bunların yanı sıra hormonal bazı hastalıklarda da risk artar. Tiroit bezinin fazla çalıştığı durumlar, Cushing hastalığı, hiperparatiroidizm, diyabet, D vitamini ve kalsiyum alım yetersizliği, bağırsaklarda emilim sorunları, çölyak ve iltihaplı bağırsak hastalığı, cerrahi işlemler, karaciğer hastalığı, bağ dokusu hastalığı, kemik iliğinin kötü huylu hastalıkları gibi nedenler kemik erimesine yol açmaktadır.
Sağlıklı kemikler için kalsiyum ve D vitamini
Sağlıklı kemik yapısı için, kalsiyum ve vitamin D içeriği zengin yiyeceklerin sofradan eksik edilmemesi önerilmektedir. Özellikle süt, yoğurt, peynir, dondurma, fasulye, badem, yeşil yapraklı sebzeler, balık yağı, brokoli, yumurta ve balık gibi yiyecekler düzenli olarak tüketilmelidir.
Tedavide sağlıklı beslenme ve egzersiz önemli
Tanı konduktan sonra eğer ikincil bir neden düşünülüyorsa bunun bulunması ve tedavi edilmesi önemlidir. Tedavide kullanılan ilaçların günlük, haftalık, aylık veya yıllık tarzda uygulanan hap veya enjeksiyon şekilleri bulunmaktadır. Son yıllarda özellikle kırıklara bağlı ağrıların azaltılması için geliştirilen bazı ilaçlar da bulunmaktadır. Bunlarla birlikte sigara
içiliyorsa bırakılması, alkol tüketiminin azaltılması, kalsiyum ve vitamin D alımının sağlanması, düzenli egzersiz yapılması önerilmektedir.
Düzenli takip gerekiyor
Tedavi verilen veya ilaçsız takip edilen hastaların düzenli olarak kemik yoğunluğu ölçümleri yapılmalıdır. Menopoz sonrası kadınlarda ve 70 yaş üzeri erkeklerde 1-2 yılda bir, ilaç tedavisi alanlarda yılda bir ve bazı özel durumlarda 6 ayda bir değerlendirilme yapılmalıdır. Bu sıklık, doktorun önerisi doğrultusunda olmalıdır. Boyda kısalma, sırtta kamburlaşma ile bel – sırt ağrıları artıyorsa, mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.