
BABALAR GÜNÜ
Nasıl başlayacağım bilemiyorum?
Bunca yıllık Gazetecilik, Yazarlık meslek yaşamımda hiç Babalar Günü yazısı hazırlamadım, hazırlayamadım, yapamadım.
Subay babam ben 2 yaşında iken Kanserden vefat edince, baba duygusunu hiç tatmadım, bilmediğim duyguyu anlatamam dedim hep içim acıdı. Neyse ki evde benden 15 ve 16 yaş büyük iki abiciğim vardı. İkisi de evin en miniği olan beni omuzlarında gezdirirdi. Hele bir abim 33 yaşında Profesör olunca onun yanında gururla Avrupalara, seyahatlere her türlü etkinliklere katıldım. Bir babanın kızına veremeyeceği sevgiyi abilerim verdiler. Itinalı eğitimleri (özel kolej dahil 15 yaşında yaş büyütüp ehliyet araba almak gibi) çok güzel sevgi dolu çocukluğum geçti. Ama o bir tarafımda tanımlayamadığım baba boşluğu hep vardı.
Hasretimi hep anlatmak istedim hiç diyemedim.
Özlemimi bir türlü söyleyemedim.
Her babalar gününde, fırtınalar gibi geçti yıllar.
Ezildim ,kırıldım, dağıldım, döküldüm.
Kırılan kalbimi nasıl onardım bilemedim.
Gün gelir anılar herkesi yaralar.
Ben her babalar günü yaralarımı
Göz yaşlarım ile nasıl sardım diyemedim.
Babalar günü yokluk günü hiç sevmedim.
Ben o gün nasıl güleyim bilemedim.
Çocuklarıma babanıza hediye alın dedim.
Onlar ile gidip hediye seçemedim.
Haklı mıydım? Haksız mıydım ?
Dilim boğazıma kaçıyor sanki her babalar günü.
Bu anlatmakla, yazmakla olmaz.
Derdimi anlattım inleyen dağlara
Kanser illeti hasret bıraktı beni kollarına
Bu hasreti sadece çekenler, yaşayanlar bilir
Kutluyorum tüm yaşayan babaları, çocuklarımın babasını
Ve hayatta olan babaların babalar gününü
Ellerini öpün yanaklarını öpün ve öpmek için sadece babalar gününü beklemeyin
Sizin için her gün babalarınızın kutlama günü olmalı