Hürriyet’in seks yazarı Ayşe Arman her zaman satış yaptığı butiğin satış görevlisi Serpil’in eski kocasının hikayesini yazdı. İntikamın orgazmdan bile daha zevkli olduğunu yazan Arman bu tür hikayelere bayıldığının da altını çizdi.
Hikaye’ye göre Serpil adında kocası tarafından aldatılan bir kadın, kocasının sevgilisinden intikam almaya karar veriyor ve kocasını arayarak buluşuyor, sonra da birlikte oluyorlar. Hikayenin devamında Serpil, kocasının sevgilisi ve kocası yüzleşiyorlar. Sonra da Serpil kocası ile tekrar yaşamaya başlıyor. Kocasını dünyanın masrafına sokuyor, borca sokuyor ve “seninle yapamıyorum, ayrıca iyi sevişemiyorsun” diyerek onu terk ediyor, intikam alıyor.googletag.display(‘div-gpt-ad-1353591549165-0’);
İşte Ayşe Arman’ın o köşe yazısından bir bölüm:
Serpil, saçlarını yatakta bırakmaya özen gösteriyor, hatta Kemal duşa girdiğinde, birkaç teli özellikle koparıyor -onun da uzun, sarı saçları var- yastığın üzerine bırakıyor. Ve yatağı kapatıyor. Sonra çarçabuk işyerine gidiyor. Ve öteki esmer uzun saçlı kadını arıyor…
“Ben kimim biliyor musun?” diyor, “Serpil… Kemal’in eski karısı…”
“Oldu valla.” “Senin yatağında, senin sevgilin benim eski kocam olan adamla çatır çatır seviştim!”
Kadın, “Yalan söylüyorsun!” diyor.
“Git bak, saçlarımı da bıraktım” diyor.
Ve ekliyor: “Ben yüzleşmeye hazırım, gel birlikte Kemal’e gidelim.”
Bunlar iki kadın Kemal’in iş yerine gidiyorlar. Kemal mosmor oluyor!
Fakat birkaç saat evvelki o güzel sevişmenin de etkisinde…
Esmer kadına dönüp, “Evet, ben Serpil’i unutamadım. Onu seviyorum…” diyor. Kadın ağlayarak, hıçkırıklar içinde oradan uzaklaşıyor. Bunlar sarılıyorlar.
Ve Serpil tekrar eve yerleşiyor.
Serpil eski kocasına diyor ki, “Kalbim çok kırıldı ama ikimiz de ders aldık. Tekrar bir düzen kurarız, biz bunu aşarız…”
Kemal salak gibi inanıyor,
“Tamam karıcığım” diyor.
“O zaman, önce şu koltuk takımlarını değiştirelim” diyor. Ve evde daha bir sürü şey sayıyor.
“Perdeler, halılar, beyaz eşya, balkonu da kapatalım” diyor, “Bir badana da fena olmaz” diyor, “Şu büyük ekran televizyonlardan da alsak…”
Kemal, Serpil ne derse yapıyor. Borçlara giriyor, senetlere imza atıyor. Milletten borç bile alıyor.
Ev, mis gibi oluyor! Bitince, Serpil karşısına dikiliyor.
“Ev çok güzel oldu, çok da masrafa girdin. Ama ben seninle yapamıyorum Kemal…” diyor,
“Seni sevdiğimi sanıyordum. Sevmiyormuşum. Bir de kötü sevişiyorsun be koçum” diyor,
“Hadi bana eyvallah!” Kemal oracıkta kalıveriyor.
Şaşkınlık içinde ne olup bittiğine anlam veremezken, Serpil çantasını alıyor, “Kendine iyi bak” diye seslenip, kapıyı arkasından çekip, gidiyor.
Bunları anlattıktan sonra bana dedi ki…
“Yüz ifadesi o kadar salaktı ki… Mutluluktan öldüm… İnanılmaz zevk aldım… İntikam, bazen orgazmdan bile güzel!!!!!!”