Zihinsel yetersiz çocuklar, o özel çocuklar hakkında ne düşünürüz, daha doğrusu onları görür müyüz, toplum içinde farkında olur muyuz?
2 Nisan Otizm farkındalık günü idi. Otizm bilinen, bilinmeyen tüm yönleri ile özellikle ailelerine çok görev ve sorumluluk düşen özel bir durum.. Bu arada devlet, sosyal güvenlik kurumları,eğitim çalışmaları bu engelliğin tam ortasında olmak zorunda da, gerçekten öylemi.. Bunu söylemek zor..
Bu konu ile paralel olarak ; Zihinsel yetersiz çocukları geçen hafta Radyo Martı da konuğum olan ZİÇEV sorumlu müdürü ile konuştuk. Zihinsel Yetersiz Çocukları Koruma ve Yetiştirme Vakfı 1970 lı yıllarda hastalık olarak görülen engelliliğin; eğitim ile yaşama tutulabileceğini kanıtlayan bir vakıf.. 1970 yılına kadar zeka düzeyi 50’nin altındaki çocukların eğitimleri olanaksız olarak görülüyor, sadece tedavi edilebilir deniyordu….
Kurucusu Makbule Ölçen engelli oğlunun, yurt dışındaki eğitim ile yaşam kalitesini arttırdığını görünce dört çocukla başlayan rehabilitasyon çalışmalarını bir yıl içinde yüzlerce çocuğa ulaştırmış. Daha sonra vakıf çeşitli illerde istek üzerine yayılmış, Antalya şubesi de 1989 yılından bu yana faaliyetlerine devam ediyor. Eski başkanlardan Azime Yılmaz’ın özverili çalışmalarını hatırlıyorum.. Güzel bir bina kazandırılmasına önayak olması, vakfın tanınmasına yaptığı katkılar çok önemli..
Şimdiki başkan Lütfiye Akbaş ta uzun yıllardır gönüllü çalışmaların tam içinde olan, eğitim dünyasına emeklilikten sonra da çok büyük hizmetleri olan ve hizmetlere devam edecek olan, yüreği güzel gönüllü..
Ziçev çalışmalarını büyük bir heyecan içinde yayınımızda anlatan müdüre hanım Şelale Öncül özel çocukları bağrına basan, bir görevli, gönüllü… Sıkıntılı olduğu konunun başında engelli çocuğu olan bazı ailelerin, çocukları ile yeteri kadar ilgilenmedikleri idi.. Okula göndermekle her şeyin çözüleceğini düşünen velilere,eğitimin sürekli olduğunu anlatmaları daha çok zamanlarını alıyor, çünkü sadece bir ayakkabı bağlamayı öğrenmek bile uzun zamanlarını aldığı için devamlı olarak pekiştirme yapılması gerekiyor. Bu özel çocuklar gündüz öğrendiklerini akşam unutabiliyorlar. Bu yüzden aileler bu eğitim yuvası ile daha çok işbirliği yapmak, sürekli olarak çocukları ile ilgilenmek zorundalar,telefonla bile ulaşamadıkları veliler olması vakıf yöneticilerini haklı olarak üzüyor..
Her şeye rağmen ,tüm maddi sıkıntılarına rağmen engelli bireylerin yaşamın içinde bağımsız olarak yaşama eğitimini, beceri edinme kazanımlarını verdikleri, kısaca engelliliğin farkında oldukları ve çözüm getirmeye çalıştıkları için ZİÇEV e ne kadar teşekkür etsek azdır …..
Bana engelli diyorlar;
Konuşarak anlatamıyormuşum derdimi…
Bana engelli diyorlar;
Siz verin cevabını,
Ben engellerimi aşmak için azimli davranırken,
Bana yeni engeller koymaya, beni etiketlemeye
Kimin var hakkı?