Mart ayı malûm KADINLARIN Ayı.. 8 Mart nedeniyle tüm Mart ayını KADINLARIN AYI olarak görüyorum. Dünya’nın ve insanoğlunun var oluşundan bu yana kadınlar ve erkekler arasında hep eşitsizlikten söz edilmiştir. Türkiye deki durum ise Dünya geneline bakıldığında çok vahim boyutlarda bulunuyor. Kadının siyasette temsili bir haritası çıkarıldı geçtiğimiz günlerde buna göre Türkiye, yüzde 14,2 ile kadınların mecliste temsil edilme oranında 143 ülke arasında 88. sırada geliyor.
Ülkemizde kadının Toplumda, İş hayatında, Siyasette yeri ve önemi yine 8 Mart Kadınlar Günü’nde irdeleniyor. Kadına şiddette ise ciddi bir yükseliş olduğunu görüyoruz. Hemen her gün ölüm, şiddet ve töre haberlerinin göz yaşartan boyutlara ulaştığı, kadının yaşam hakkının elinden adeta alındığı ve erkeğin iki dudağı arasında bulunduğu gibi bir sonuca ulaşıldığını bilmeyen anlamayan var mı ?? Sanıyorum artık yok.
Açılım dillere dolanan yeni bir kelime madem haklardan ve özgürlüklerden ve de eşitliklerden dem vuruluyor. O zaman kadınların hakları adına da iyi bir açılım gerekiyor. Çünkü, haklar ve özgürlükler maalesef kanunlarda bulunup eşitlik sağlanılmış gibi görünüyor olsa da, hayatın gerçekleri bu hakların kullanılması noktasında ülkemizde yaşayan biz kadınlar için adil bulunmuyor. Kadın, dinin gereği denilerek sürekli ikinci sınıf bir vatandaş gibi lanse edilip, erkeğinin sözünden, emirlerinden ve hoş görüsünden aralanan pencerede yaşamını sürdürebilen bir varlık gibi görünüyor giderek…
Kadınlar toplumda cismen varken, ismen yok oluyor? Kadının sesi neden çıkamıyor? Kadın neden seçerken de seçilirken de erkekten liyakat almak zorunda kalıyor? Aslına bakarsanız Türkiye’de kadının iş ortamındaki hakimiyeti azımsanacak gibi değil. Yüzde 37 oranındaki kadın akademisyenle, Türkiye, bu alanda da birinci sırada yer alıyor. Bunun gibi avukatların ve doktorların yüzde 30’unu da kadınlar oluşturuyor, kamudaki üst düzey yönetimlerde kadınlarımızın sayısı, maalesef çok yeterli değil. Ancak en zayıf olunan yer siyaset. Siyasette kadını öne alan bir anlayış bulunmuyor. Kadınların seçilme olasılıkları az olan arka sıralardan aday olmalarını sağlayan zihniyet ise tabii ki erkek zihniyeti.
Antalya’da AL YAZMALI anıtının açılışı bu özel güne denk getirildi.. Kadınlar için şiddet gördüklerinde sığınabilecekleri ve korumaya alınacakları güvenli yerler temin edildi. Askerlik görevini yapanlar bilirler spor yaparken ayırımcı ve kadınları incitici sözlerden oluşan bazı şarkı ve türkülere yasak getirildi. Evet bir takım açılımlar var kadınlar adına ama yeterli değil..
Biz KADINLAR; “Ülkemizde erkek egemen siyasette ve mecliste orantılı kadın çoğunluğu olmadıkça, kadının yaşam hakkı, erkeğin arzusundan ve egosundan kurtulmadıkça, örf, adet, gelenek, görenek ve namus gibi tabular kadının hayatına mal olmayı bırakmadıkça, maalesef kadının adı olmayacak.” DİYORUZ….