1 Yıl sonra Geziyi Anlamak
Gezi olaylarının üzerinden 1 yıl geçti. Gezi olaylarını nasıl anladık, algıladık? Geziyi oluşturan ülkemizdeki koşullar değil miydi?
Yepyeni bir özgürlük arayışı ile başladı bu hareket. Gezi, bu ülkede yepyeni, taptaze bir ruh arayışı üzerine inşaa oldu. Bu hareket için zihniyet değişiminden söz etmek gerek çünkü gezi bir halk hareketidir, kültürel isyandır, DEVRİM asla değildir. Masum bir halk hareketidir, marjinal bir topluluğun provakatif hareketi değil.
İnsanlar neden eylem yapma hissine kapılır? Gezinin en büyük önemi halkta yaratılan travmanın bir sonucudur. Bu ülkede, topraklarımızda, tarihimize geriye doğru baktığımızda tüm yaşanmışlıklara bakarak yaratılmış olan bir KUL KÜLTÜRÜNÜN mevcut olduğunu hepimiz biliriz. İşte GEZİ buna karşı bir harekettir, kul kültürünün kırıldığı yerdir aslında Gezi. “Bana nasıl yaşayacağımı kimse söylemez.” Demektir. Bir komplo, darbe zihniyeti asla değildir..
Politik yönden bakılırsa yanlış işleyen, işlediğine inanılan politik bir sistemin değişmesini istemektir. Bunu bir anarşi ve provokasyon olarak görmek büyük bir yanılgı oldu aslında. Oysa bu hareketi anlamak, sıkıntıyı gidermek, yanlışı düzeltmek olarak algılanabilseydi geziyi yaratan ruh tatmin olacak ve bir daha böyle bir sıkıntı yaşanmayacaktı.
DEMOKRASİ de GÜÇLER AYRILIĞI vardır ve olmak zorundadır. Yasama, yürütme, yargı, basın ve Sivil Toplum Kuruluşları ile beraber 5 ayrı gücün, güçler ayrılığının tam olarak işlevini yapabilmesi ile demokrasi vardır diyebiliriz. Demokrasilerde Belediyeler yerel yönetimler çok güçlüdür, askeri varlığın ağırlığı ise zaten halk üzerinde hissedilmez. Baskılar ve zulüm demokrasilerde olmaz. Yolsuzluklar var ama üzerine gidilmiyor, gidilemiyor bu da demokrasilerde olmaz.
Gezi 1945’lerden sonra başlayarak, radikalleşip özlerinden kopan, insanların kimliksizleştiği bir sürecin vardığı sonuç. Türkiye de başlayan bu durum Dünya da gerçekleşmedi ve Türkiye bu bağlamda tüm Dünya ya da örnek oldu. Daha önce hiç tatmadığımız bir lezzet tattık aslında bir Halil İbrahim sofrası da diyebiliriz GEZİ için. İçinde masal ve gerilim olan ağırlıklı olarak orta sınıfın bulunduğu, yurtsever Atatürk’çü insanların bulunduğu bir ORTA SINIF Hareketi olarak da tanındı GEZİ. Genç çocuklar başı çekti, İstanbul, Ankara, İzmir de ve pek çok yerde insanlar gezi olayları nedeniyle yeniden bir araya geldi.
Esas talep ÖZGÜRLÜK ve VAROLUŞA dikkat çekebilmekti. Türkiye nin kültürel ikliminin gelişmesi için yapılmış bir hareketti. Politikanın, siyasetin çok üstündeki bu gençler CHP yi de işgal ettiler eleştirdiler, Ak Parti yi de eleştirdiler, BDP,MHP yi de eleştirdiler. Çatışmadan uzak bir iklim yaratılarak yeni dönemi anlama rehberi olarak GEZİYİ doğru algılamak çok önemli gerçekten…
Bu durum yeni bir uzlaşma ve bir ortada buluşma kültürü yaratabilmeli, toplumsal bir örgütlenme yapabilmeli, sistem yeniden irdelenmeli, daha DEMOKRATİK bir yaşamda buluşulmalı.
Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş ı Veli büyük filozlardır insanlığa eşik atlatan hizmet eden ilim ve bilim insanlarıdır. Daima hoşgörüyü ve anlamayı anlaşılmayı işaret etmişlerdir.
Ben de, hoşgörü ve duyarlılığa işaret ediyor, Gezinin getirilerinin uzun vadede yaşanacağını düşünüyorum. Gezi olaylarında ölenlere Allah tan rahmet diliyorum.
nilhankirdi@hotmail.com