Amerika çek elini ülkemden
Türkiye yıllarca PKK oyunları ile karıştırılmak isteniyor, ama Türk halkı bunların bir oyun olduğunu bildiği için, sabırla PKK’ nın bitmesini bekliyor. Bazı çevreler şunu diyor, ya ne kadar vurdum duymazsınız, neden çok büyük( iç çatışma) tepki vermiyorsunuz.Tepki veren milletleri görüyorsunuz, (Irak, Libya, Mısır, Ukrayna, Suriye ve diğerleri) nasıl sonları kötü bir biçimde bitiyor.
Geçmişte; o zamanın altın çocuğu, Amerika’nın dış içleri bakanı POWEL, dünya ekranlarında işaret çubuğuyla, işte Saddam’ın elindeki kimyasal silahlar diyerek ve Irak halkınında kötü yönetimden kurtulması gerektiğini beyan ederek ,Amerika işgal planını uygulamıştı ,hatırlarsanız…
Amerika işgal döneminde 8 yıl boyunca, Irak’ın petrollerini kullandı. Şu anda bile Irak’ın petrolleri Amerika’nın kontrolu altında…
Şimdide gözünü, Suriye’ye dikti Amerika. Suriye de, demokrasi yok diyerek, burayı da işgal etmek istiyor. Amerika ,halkını beslemek için , yeni av peşinde. Ama Esad yönetimi, dişli çıktı. Amerika , Suriye’de planlarını uygulamaya geçiremedi.
Çünkü Suriye’nin yanında, İran, Çin ve Rusya var.
Amerika, gelişmekte olan küçük devletleri sömürmek için, girişimler yapmaya devam edecek. Türkiye ekonomi olarak çok güçlendi. Yer altı zenginliklerimizde çok fazla… Bu nedenle Amerika, dost olarak görünsede dostumuz değil… avlarının arasında bizde varız. Sanmayın ki, Mısır ve Ukray’nada olan olaylarda Amerika’nın parmağı yok…
Şimdi gelelim ülkemizde olaylara! Uzun düredir Cemaat ile Ak parti hükümeti arasında kavga var. Bu kavganın arkasında, herkes bilsin ki Amerika var. Fetullah GÜLEN hangi ülkede… tabi ki Amerika’da… Amerika’da barınmak kolay mı? Amerika ile Cemaat işbirliği içinde olamaz mı?. Dediğim gibi, Amerika’nın bir tek amacı var. Halkı mutlu olsun, rahat yaşasın… diğer doğu devletleri ya da müslüman devletleri batsın yok olsun, onlar için önemi yok! Gezi olaylarının büyümesinin ana nedeni Amerika… Tarafları birbirine kızdırarak meydanları gerginleştiriyor.
Gezi olayları başladığında, bir köşe yazısı yazdım. Çünkü durumu sezmiştim. Olay çok büyüyecek dedim. Başbakan; ”in taksime, eylemci halkına sarıl, ben sizlere ne yaptım de” demiştim. Çünkü 3 tane ağaçtan, olayların bu kadar büyümesi manidardı. Sonra her vatandaşın istekleri olabilir, akabinde masum eylemler olabilir. Demokratik ülkelerde protestolar normal. Başbakan o zaman bu eylemleri hoşgörü ile karşılaması gerekiyordu. Ama nedense olmadı. Gezi olayları büyüdü, yayıldı. Baktım olaylar büyüdü, köşe yazısı yazdım. Eylemci halkımıza ”eve dönün” diye… Sandığa gidin, bu sorunun çözümü sandık demiştim.
Şimdide gündemde; 17 aralık operasyonları ve Başbakan ve oğlu Bilal arasındaki telefon konuşmaları var. Bu gelişmeler ülkeyi daha çok gereceğe benziyor. Allah korusun meydanlarda kalabalıklar yüz binleri bulursa, Mısır ve Ukrayna’ya benzemeyelim.
Burda devreye Cumhurbaşkanı girmeli… Gerekli adil girişimleri yaparak, ülkeyi rahatlatmalı! Muhalefet partileri diyor; Başbakan ve oğlu Bilal arasındaki telefon kayıtları gerçek, 17 aralık operasyonlarında yolsuzluk var. Bu nedenle hükümet düşmeli… Başbakan diyor; hepsi montaj, hepsi sahte düzenle kurulu…
Burda ülke ayırımcılıktan kurtulması için şu yapılabilir. Cumhurbaşkanı GÜL, ak partisinin içinden seçeceği kıdemli birini, geçici olarak başbakan atayabilir. 30 Mart yerel seçimlerinde ak parti eğer ki daha çok güçlenerek çıkarsa, görev Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’a tekrar iade edilir.
Cumhurbaşkanı böyle bir gecici çözüme giderse, hem ülkemizde olan, sokak gerginlikleri biter ya da sönmeye yüz tutar. Zaten Başbakan ERDOĞAN, çok yıprandı. Kolay değil tabi ki, medyada kendisine yapılan eleştirilere cevap vermesi… Çünkü o kadar çok ki! Böyle giderse Başbakan’nın ruh sağlığıda bozulacak. Araba rehavet yaptığında ne yaparız. Soğuk su dökeriz demi motora… İşte şimdide iktidarın, böyle bir rahatlamaya ihtiyaçı var. Ortam çok gerildi ve daha çok alev alacağa benziyor.
Böyle bir çözümü ak partide düşünebilir. Partiler kurumsaldır. Kişiler gelip geçici. Geçici olarak birini, kamuoyunda kendilerine muhalefetler için” biz işte doğru yolda gidiyoruz. 30 mart’ta daha çok oy alacağız. O zamanda dürüst Başbakan’ımız aklanarak, tekrar göreve gelecek. Sizler dış güçlerin oyununa geldiğiniz için utanacaksınız.” diyerek, kendilerine verilmeyecek, diğer partilere verilecek milyonlarca oyu almayı hedefleyerek” böyle bir yola başvurmalılar.
1 gün önce, Hakimler ve Savcılar Yüksek kurulu’nda (HSYK) yapılan düzenleme, önceki akşam Resmi Gazete’de yayınlanarak, yürürlüğe girdi. Bununla birlikte HSYK’ da bir çok yeni atamalar yapıldı. Sanmayın ki, HSYK’da her şey düzelecek… Yeni atananların arasında, Cemaat’in yedekleri var. Çünkü yıllardır kadrolaşma içinde olan Cemaat’i bitirmek, hemen bir çırpıda olmaz. Zamanla olacak bir mücadele bu…
AMERİKA ÇEK ELİNİ ÜLKEMDEN…/Tarık YEL’in yazısı
Ak parti eğer ki, 2023 hedefine gitmek istiyorsa.. yani iktidarda kalmak istiyorsa, yukarda yazdığım gibi bir çözüme gitmelidir. Kendisine muhalefet 0/0 50′ nin güvenini kazanmak için, bu çözümü yapmalıdır. Dışardaki protestoları yumuşak bir yaklaşımla bitirmeli… Muhalefet liderlerine ve iş adamlarına gidip, bu ülke hepimizin, dış güçlerin oyununa gelmeyelim demelidir.
Ben Cemaat ve Ak parti gerginliği başlamadan önce, bir köşe yazısı yazdım. Cemaat devlet kadrolarında elini çekmelidir, demiştim. Cemaat’i ancak Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN temizleyebilir diye, dikkat çekmiştim. Bu köşe yazımı yazdıktan sonra, 1-2 ay sonra, bu mücadele başladı. Parelel devletin, has devletin içinde olmaması lazım… Hükümetin parelel güçle mücadelesini, tabi ki her vatandaşımız desteklemeli…
Bir de Başbakan hakkında bu kadar, suçlamalar varken, dinleme kasetleri varken, cemaat’le savaşında başarılı olma ihtimali çok zayıf… Önce yukarda yazdığım gibi, yerine bir arkadaşını bırakmalı… Kendisine yapılan suçlamaların, boşa çıkmasını beklemeli.. ve partisinin 30 mart’ta, bir önceki yerel seçimlerden daha çok oy almasını beklemelidir.
Amerika ve batılı devletlerin, ülkemizi karıştırmaları normal sayılabilir. Çünkü ne de olsa bu dünyada rakip sayılıyoruz. Önemli olan, biz ülke olarak bu oyuna gelmeyelim. Dünyanın takdir ettiği, Cumhuriyetimizin kurucusu büyük liderimiz Atattürk’ün kurduğu bu güzel çoğrafyada, koltuk kavgası yapmadan, has olan milletimiz diyerek yaşamalıyız.
