Okula yeni başlayan çocuklarda görülebilen “okul reddi” durumunda, çocuğun teşvik edilerek cesaretlendirilmesi, çabalarının övülmesi ve ödüllendirilmesi öneriliyor.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elvan İşeri, ayrılık kaygısının belirli derecesinin, çocuğun normal gelişiminin beklenen bir parçası olduğunu söyledi.
Okula yeni başlayan çocuklarda ayrılık kaygısının görülmesinin de belli seviyeye kadar normal karşılanması gerektiğine işaret eden İşeri, 3 yaşındaki çocukların çoğunun, ayrılmanın geçici olduğunu anlayabilecek bilişsel kapasiteyi kazandığını, yokluğunda annesine ait iç imajını koruyabildiğini anlattı.googletag.display(‘div-gpt-ad-1353591549165-0’);
Bu nedenle 3-5 yaşları arasında ayrılık kaygısının azaldığının altını çizen İşeri, “Ayrılık kaygısı bozukluğu olan çocuklardaki tepkiler okul reddi, ayrılma durumunda sıkıntı ve korku, ayrılma sezildiğinde mide ağrısı, başağrısı gibi yineleyen bedensel belirtiler ve ayrılmaya yönelik kabuslar şeklinde olabilir” diye konuştu.
İşeri, 12 yaş altındaki çocuklarda en yaygın görülen kaygı bozukluğunun, ayrılık kaygısı bozukluğu olduğuna dikkati çekerek, yaşla azalan budurumun en fazla 7-8 yaşlarında hissedildiğini anlattı. İşeri, “Ayrılık kaygısının yaygınlığı, okul çağı çocuklarında yüzde 4, tüm ergenlerde yüzde 1,6 olarak bildirilmektedir” dedi.
‘İLAÇ TEDAVİSİ EKLENEBİLİR’
“Ayrılma kaygısı bozukluğunda, okul reddi sıktır” diyen İşeri, bunun davranım bozukluğuna bağlı okul reddinden ayırt edilmesi gerektiğini vurguladı. İşeri, “Ayrılık kaygısı bozukluğunda çocuk okuldan eve dönmek için kaçarken, diğer gruptaki çocuklar ailenin bilgisi dışında akranlarıyla gezmektedirler” ifadesini kullandı.
Bu sorunu yaşayan çocuklar için çocuk, aile, okul ve arkadaş çevresini içine alan kapsamlı bir tedavi planı gerektiğini ifade eden İşeri, “Çocuk okula devam etmesi konusunda cesaretlendirilmeli, teşvik edilmelidir. Çocuğun katkıları övülmeli ve ödüllendirilmelidir. Fakat tüm gün okula dönmek bunaltıcı oluyorsa çocuğun okulda kalma süresini giderek artırılacak bir program yapılmalıdır. Destekleyici ve davranışsal yöntemlerin yeterli olmadığı durumlarda ilaç tedavisi eklenebilir” bilgisini verdi.