‘Biberiye bitkisi’ öğrenme ve algılama kapasitesini yükselten ve hafıza yeteneğini ciddi düzeyde arttırır. Biberiye özü yağı, hem kısa süreli hem de uzun süreli hafızayı güçlendirir. Newcastle’daki Northumbria Üniversitesinde yapılan araştırmada, hafıza özellikleri test edilen kişiler iki ayrı odaya kondu. Bir odaya biberiye özü yağı, diğer odaya ise normal parfümler sıkıldı. Yapılan değerlendirme sonucu biberiye esansının öğrenme kapasitesini arttırdığı ve hafızayı %60-70 oranında yükselttiği belirlendi. Dolayısıyla gerek, gül kokusunun gerekse biberiye esansının öğrenme ve hafıza melekeleri üzerinde çok ciddi olumlu etkileri var.
Beynin sağ tarafındaki talamusun orta kısmı ve beynin sağ taraftaki frontal lobun alt kısmı daha yoğun kokularda parfüm gibi daha fazla aktive olur. Sol beyin yarı küresi ise daha basit kokularda aktive olur. Ancak bu beynin bir kısmının daha fazla çalıştığı anlamına gelmez. Yoğunluğu fazla olan kokuyu aldığımız zaman sağ beyin yarı küresindeki talamusun orta kısmı ve frontal lobun alt kısmının daha fazla aktive olduğu araştırmalarda belirlendi. Ancak koku yoğun da olsa basit de olsa beynin aynı bölgeleri az veya çok aktivasyon gösterir.
Hafıza söz konusu olduğunda hep görsel ve işitsel uyaranlar üzerinde durulmuş koku duyusu ihmal edilir. Halbuki koku duyusu, bilginin bellekte yer etmesi açısından çok önemli bir etken. Diğer tüm duyular önce talamus filtresinden geçtikten sonra limbik sisteme ulaşırken, koku duyusu talamusa uğramadan direk limbik sisteme ulaşarak anında davranışlarımızı etkiler.
Diğer duyulara oranla daha geç beyne intikal ederler ama hafıza da çok daha fazla yer eder. Koku algısı, beyindeki koku merkezine ulaştığında, beyin daha önceki deneyimlerle belirlenmiş şifreleri çözerek, kokunun tanınmasını sağlar. Kokunun davranış ve duygular üzerindeki etkileri bu bağlantılarla açıklanabilir. Kokular, kendileriyle bağlantılı olarak geçmişte yaşanan bazı olayları da aklımıza getirirler. Yolda yürürken rastladığımız tanıdık bir parfüm kokusu, bize o parfümü kullanan arkadaşımızı hatırlatır. Ayrıca her insanın aynı parmak izleri gibi kendine özgü bir ten kokusu var. Sıcaklık, koku gibi aynı fiziksel koşullarda, belli uyaranların varlığıyla beraber öğrendiğimiz şeyleri, aynı koşullar tekrar yaratılıp aynı uyaranlar bize tekrar verildiğinde, mükemmel olarak hatırlayabiliyoruz. Eğer yabancı dilde bir kelime grubunu, mesela yasemin kokan bir ortamda ezberlenirse, bu kelimeleri gene yasemin kokan bir ortamda çok daha iyi hatırlanabilir. Çünkü koku, bu kelimelere ilişkin semantik hafızanızın harekete geçmesine yardımcı olur.
İnsanın koku alma sistemi zaman içerisinde değişir ve hem kötü hem iyi kokuları, çok güçlü olmadıkları durumlarda, belirlemekte zorlanır. Buna kokusal adaptasyon adı verilir ve bir kokuya ya da esansa adapte olmak için genellikle bir saat gibi bir süre yeterli olur. Esanslandırılmış bir ortamda çalışan insanlar genellikle bu esansa adapte olur ve kokusunu ayırt edemezken dışarıdan bu ortama girenler kokuyu derhal ayırt edebilir. Ancak kokuya adapte olan kişi bir süre ortamdan uzaklaşıp tekrar döndüğünde aynı kokuyu tekrar duyumsamaya başlar.