Dermatoloji Uzmanı Dr. Herman Mayısoğlu, cilt lekeleri ve deri hastalıkları hakkında bilgilendirdi.
Leke deriden yükselme veya çöküntü göstermeyen çeşitli büyüklükteki renk değişiklikleridir. Genellikle yuvarlak olmakla beraber, oval veya şekilsiz, etrafı keskin sınırlı veya sınırsız olabilir.
Lekeler bir deri hastalığının yegane belirtisi olabilir veya bir hastalığın bir erken belirtisi olabilir.
Kimi zaman da leke olarak başlayıp, zaman içinde kabarıklık da gösterebilir. Deri vücudumuzun en büyük organıdır. Cilt lekelerinin görülme sıklığı da bölgeden bölgeye değişkenlik gösterir. Yüz görsellik acıdan daha önem taşıdığından özellikle bu bölgedeki en sık izlenen deri lekeleri hakkında bilgi vermek istiyorum. Sıklık sırasını şöyle sıralayabiliriz.
Güneş lekeleri
Çiller
Hamilelik lekeleri
Yaşlılık lekeleri
Sivilce izleri
Deriye renk veren hücrelerin azalması ile beraber
Cilt yaralanması sonrası ortaya çıkan lekeler
Egzama lekeleri
Doğuştan olan lekeler ve benler
Mantar hastalıkları
Döküntülü olan enfeksiyon kaynaklı hastalıklar ,
ile sistemik olan bir rahatsızlığın bir bulgusu olarak sınıflandırılabilir.
Güneş lekeleri solar lentigo özellikle zamanla 40’lı yaşlardan sonra derinin yenilenme kabiliyetinin de azalması ile beraber ortaya çıkar beyaz tenli zor bronzlaşabilen kişilerdir. Görünmeyen zararlı ışınlar yanı ultraviyole ışınları en önemli nedendir. Çiller ise güneş lekelerinden farklı olarak yaşamın erken döneminde ortaya çıkar ve yaz aylarında daha belirgin hale gelir kış aylarında solma gösterir. Melasma veya gebelik maskesi olarak da adlandırılan lekeler özellikle gebelik döneminde alın, yanaklar ve üst dudakta ortaya çıkan kahverengi lekeler olarak kendini gösterir. Bununla beraber koyu tenli erkeklerde de ortaya çıkabilir .
Derini renk veren hücrelerinin tek gerçek kanseri olan melanom da yine bir leke olarak başlar ve ne kadar erken tedavi edilirse o kadar yüz güldürücü olan bir bendir .
Deriye renk veren hücrelerin azalması ile seyreden vitiligo da özellikler yüz bölgesinde göz kapaklar ve ağız etrafında yerleşim gösterir.
Enfeksiyon kaynaklı olan lekeleri bir tarafa bırakılacak olursak kozmetik nedenlerden dolayı bu lekelerin tedavisinde, lokal olarak kullanılan renk açıcılar, azaleik asit ,tretionin ,hidrokinon gibi kriyoeterapi veya azot tedavisi, ışık ve lazer tedavileri, kimyasal peeling, mezoterapi ve güneş koruyuculardır.
Güneşten koruyucu ürünler leke oluşumunu önlemekle beraber kaybolan lekelerin yeniden oluşmaması için mutlaka her mevsim kullanılmalıdır.
Cilt lekeleri doğru bir tedavi için önce doğru olarak tanımlanmalıdır. Ciltteki lekeleri doğru olarak isimlendirmek her zaman normal bir muayene ile yeterli olamayabilir. Cilt mikroskopu veya dermoskopu, wood ışığı olarak isimlendirilen özel bir aydınlatma, kimi zaman cilt tetkikleri laboratuvar ve radyolojik veriler ile cilt biyopsisi de gerekli olabilir.
Her lekenin tedavi edilme ihtiyacı yoktur. Leke tedavisi de hekimin, bilgi ve tecrübesine ve elindeki teknolojiye göre değişkenlik gösterir ancak mutlaka lekenin doğru olarak adlandırılması gerekir.