USD35,20
EURO36,75
GBP44,32
BIST9.724,50
GR. ALTIN2.968,73
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

Bebeklere İsimleri Bu İnanışla Konuyor..

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Anadolu’nun çeşitli yörelerinde aileler çocuklarına isim koyarken bu inanışlardan yola çıkıyor.

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Behiye Köksel, Anadolu’nun çeşitli yörelerinde sürekli çocuğu ölen ailelerin çocuklarına ‘Yaşar’ ve ‘Yaşasın’, kız çocuğu fazla olup da erkek çocuğu isteyenlerin de kız çocuklarına ‘Yeter’ ve ‘Songül’ isimlerini verdiğini söyledi.

“Gaziantep ve çevresinde doğumla ilgili inanış ve uygulamalar üzerine” araştırma yapan Behiye Köksel, yıllarca çocuğu olmayan ailelerin adaklar adadığını ve “Çocuğum olursa burada yatan velinin adını vereceğim” dediklerini ifade ederek, “Gaziantep’te Ökkeş, Şanlıurfa’da Halil İbrahim ve Müslüm isimlerinin çok fazla olması bu adaklardan dolayıdır” dedi.

Çocuk sahibi olmak isteyenlerin tıbbın yanı sıra, Aile hekimliği ve veli zatların himmetine de başvurduğuna dikkati çeken Köksel, “Tıpla ilgili bölüm herkes tarafından biliniyor. İnanış ilgili olanlarda; türbelere gitme ve adaklar adama… Gaziantep’te çocuk sahibi olmak isteyen hanımlar Şeyh Fethullah Hamamı’na gider ve orada uykuya dalar, hatta kimi zaman rüyalarına Şeyh Fethullah Hazretleri gelirse onların dileğinin gerçekleşeceğine inanılır” diye konuştu.

Tanınmış ‘veli zatların’ makamına bazen 7, bazen de 3 defa gidildiğini anımsatan Köksel, şöyle devam etti:”Bu şekilde gidilip adakların yapıldığı Gaziantep’te Ökkeşiye (Ukkaşe)Hazretlerinin türbesi var. Şehirde Ökkeş isimli erkeklerin sayısının fazla olması da buradan geliyor. Şanlurfa’da Halil İbrahim adına çok rastlarız. Çeşitli bölgelerde yaygın isimlerin çokluğu da bu ziyaretlerden dolayı oluyor.

Mesela Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinde Şeyh Müslüm Efendi’den dolayı Müslüm ismi yaygındır. Bu zatın makamını ziyaret edenler erkek çocuklarına Müslüm, kız çocuklarına da İslim ismini veriyor.”

Doğumun kolaylaşması ve sonrası ile ilgili de inanışların olduğuna vurgulayan Köksel, doğum sonrasında çocuğun konuşamaması ve yürüyememesi gibi durumlarda da adet ve inanışlara rastlanıldığını kaydetti.

Konuşamayan ya da kekeme çocukların yine bölgede tanınmış zatların türbelerine götürüldüğünü anlatan Köksel, “Çocuğun konuşabilmesi için adaklar adanır, makamın kapısının kilidi çocuğun ağzına hafiften sokularak çevrilir. Bu şekilde çocuğun konuşabileceğine inanılır. Bu da halen yaşayan inanışlardan biridir. Çocuğun yaşaması için, çocuğunu sürekli kaybeden aileler çocuklarına ‘Yaşasın’ ve ‘Yaşar’ ismini veriyor. Kız çocuğu fazla olanlarda son kız çocuğuna ‘Songül’ ve ‘Yeter’ isimlerini takıyor” dedi.

Doğumdan sonra çok sayıda bebeğini kaybeden annelerin ilginç bir dileği olduğuna hatırlatan Köksel, annelerin “Çocuğum yaşarsa onu 7 kapıdan giydirerek büyüteceğim ve erkek çocuğum olsun 7 yaşına kadar saçını kesmeyeceğim” şeklinde adaklar adadığını ve bu adaklarını da yerine getirdiğini aktardı.

-“Doğumla ilgili inanışlar arasında “kırkılılık” dönemi çok önemlidir”

Köksel, doğumla ilgili inanışlar arasında “kırklılık” döneminin çok önemli olduğunu, bu dönemin doğumdan itibaren başlayıp, 40 gün sürdüğünü belirtti.

Bu dönem içinde olan anne ve bebeye “kırklı” dendiğini ifade eden Köksel, bu döneminde çok çeşitli inanışları içerisinde barındırdığını söyledi.

Köksel, bu süre içerisinde anne ve bebeğin tehlikelere açık olduğuna inanıldığının altını çizerek, bu tehlikelerin olağanüstü tehlikeler olduğunu, olağanüstü varlıkların anne ve bebeği rahatsız ettiğine inanıldığını dile getirdi.

Yrd. Doç. Dr. Köksel, sözlerini şöyle tamamladı: “Kırklı anne ve bebeğin bu dönemde zayıf olduğuna inanılıyor, hem fiziksel hem de olağanüstü tehlikeler karşısında zayıf olduğu düşünülüyor. Bu tehlikelerin başında “Albastı” inanışı gelmektedir. Bu inanış Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’da çok yaygındır. “Albastı”nın anne ve bebeğe zarar verdiğine inanılır. Bununla ilgili de çok sayıda efsane anlatılır. Bunların olmaması için tedbirler alınır. Odaya Kuran-ı Kerim konulur, “Albastı”nın bıçak ve erkek olan yere gelmediğine inanıldığı için de bebek ve annenin yattığı mekana kesici aletler konulur ve küçük de olsa erkek çocuk orada yatırılır.”

Bebeklere İsimleri Bu İnanışla Konuyor..

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Antalya Kadın ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!