USD34,49
EURO36,47
GBP43,84
BIST9.031,82
GR. ALTIN2.946,17
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

İÇİMİZDEKİ GÜÇ, Gözdegül Başer

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İÇİMİZDEKİ GÜÇ

Bir kadınlar günü daha geride kaldı. Kadın olmanın anlamı ve hissettirdikleri nedir ülkemde diye düşündüm, bu geçen 8 Mart sonrası.

Türkiye’de iş gücündeki her 10 kişiden sadece 3’ü kadın. Üstelik bu kadınların yaklaşık dörtte biri de ücretsiz çalışan, aile işçisi. Bugün ülkemizde TBMM’nin sadece yaklaşık % 15’i kadınlardan oluşuyor. Yerel yönetimlerde ise sadece % 3 oranında kadınımız görev yapıyor. Bu istatistikler sanırım kadının toplumuzdaki yerini anlamamıza yardımcı oluyor.

Kadın olmanın anlamı sanırım biraz karışık bizim ülkemizde: bir yandan çok değerli, “cennet ayağının altında” bir yandan da “değersiz ve şiddete (sözlü ya da fiziksel) maruz kalan”. Hissettirdikleri bir yandan çok “özel, kutsal ve mutluluk verici” bir yandan da “arka planda kalma”.

Kadın demek yaşamın ta kendisi, kadın demek dünya demek, kadının olmadığı yerler ise çöl gibi kurak yerler sanki. Kadının geliştiği toplumlar ileriye giderken, kadının gelişmediği toplumlar çağ dışı kalmaya mahkum.

Peki bu durumu değiştirmek için neler yapabiliriz ? Öncelikle birbirimizi desteklemeli ve sesimizi her alanda daha çok çıkarmalıyız. Bunu bir anne olan sevgi dolu, merhamet dolu yüreğimizle yapmalıyız. Erkek işi olarak bilinen işleri yüklenmekten çekinmemeliyiz. Bunu Kurtuluş Savaşı’ndaki mert Anadolu kadını yüreğimizle yapmalıyız. Yönetimlerde görev almalıyız, bunu da inatçı ve azimli yüreğimiz ile yapmalıyız. Ulu önderimizin sözünü hatırlayarak: “Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla yorulmazlar”.

Şunu unutmamak gerekir, Sn. Ursula Le Guin’in dediği gibi “Zamanın büyük çoğunluğunda ve dünyanın çoğu yerinde bebekler ve küçük çocuklar hayatla ilgili öğrendikleri ne varsa annelerinden, teyzelerinden, büyükannelerinden, halalarından, komşu kadınlardan, kreş öğretmenlerinden öğrendiler. Ve bu hala bu şekilde devam ediyor…” Dolayısıyla hayata temel şeklini veren acaba kim bu durumda?

Kadınlarımız kendini daha iyi tanıdıkça, yaşamlarını daha çok zenginleştirip geliştirdikçe sanırım her şey daha iyi olacak. Önce varlığını hissedip, adım attıkça gelişecek her şey. Türk kadını gelişime açık mı ? Hem de nasıl. Potansiyelini kullanır mı? Kuşkusuz evet. Engel tanır mı ? Asla. İsterse yapar mı ? Kesinlikle evet.

Hepimizin kadınlar günü kutlu olsun.

İÇİMİZDEKİ GÜÇ, Gözdegül Başer

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Antalya Kadın ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!