Üniversite 2. sınıftayım, Makina mühendisliği olması sebebi ile sınıfımızda az kızız..Tüm erkek arkadaşlarımızlada çok yakınız, evinden yurdundan kopmuş arkadaşlarımıza kız kardeşlik ve annelik yapıyoruz. Dolayısı ile de flörtleri ile yaşadıkları her türlü sıkıntıyı bizimle paylaşıyorlar, başıda ben çekiyorum.Tam bir güzin ablayız ..
O zamanlar müzik dinlemek şimdiki kadar kolay değil. Henüz yeni yeni yurt dışından gelen walkmanler var .Öyle telif hakları falan yok. Gidiyorsunuz şarkı listesini yapıyorsunuz, sizin için kayıt yapıyor kayıt dükkanları..
Öyle play listler falan gazetelerde var sadece… Video klip falan hak getire zaten tv de paket program devri yeni bitmiş, tam gün yayın yapılıyor ..
Nasıl olduysa Vivaldi 4 Mevsimden kulağıma çalındı bir yerlerden… Soluğu kayıtçı da almışım 2 kaset doldurttum..( biri yedek)
Vivaldinin Dört Mevsim bestesi , insan ilişkilerinin notalara dökülmüş hali bence…Kavgayı sitemi nazı mutluluğu ve aşkı öyle güzel dillendirmiştir ki…
Dikkatlice dinlenecek olursa; (tıklarsanız dinleyerek okuyabilirsiniz)
İLKBAHAR da aşk başlar, ve bambaşkadır, kemaneler heyecanı taşıyamayacak kadar hassastır, kemanın tellerini titreterek kayar ..Melodiye tüm enstrümanlar katılır, göz süzmeler, yanlız kalmalar, kalp çarpıntıları heyecan doruktadır her yer pespembedir…
YAZ gelmiştir..Alevlerde sarmıştır bacayı . Geleceğe dair tüm planlar yapılır elele. Kemanlar ile viyolenseller öyle bir uyum içindedirlerki, tüm sazlar susmuş hayranlıkla bu düeti dinlerler. Herşey son derece uyumludur, keyiflidir. Sazlarında bir sırası, sözlerinde bir sırası vardır. Birbirlerine hayranlıklar içerisinde saygı ve sevgi gösterirler biri biter biri başlar, ne muhreşemdir……Heryer kıpkırmızıdır….
SONBAHAR mevsim eskimiş meyveler verilmiştir. Evet uyum vardır ama, bir başka deyişle alışkanlık ve tekdüzelikte denebilir buna.. Artık tüm sazlar bir arada çalmamaktadır … Hatta arada bir akort edilmeler başlamıştır kemanların sesi viyolensele karışır, notalar başkalaşmaya başlamıştır. Kara kara bulutlar her yeri sarar.
KIŞ O ne!!! şikayetler kemanenin tellerinde dillenir…. Artık tahammüller tükenmiştir, nedir bu ?BİTMELİDİR herşey. Yaşanacaklar yaşanmıştır, ısrarlar boşunadır .. ANCAKKKK
2. bölümle birlikte anlaşılırki son sözü Ne O söyleyebilecektir Nede O ……. Alışılmışlıklar……… Değiştirilecek, değişecek hiç bir şey yoktur. Öylece kabullenilmelidir.Bırakıp dönmek ve sonsuza açılmak hiçte kolay değildir.. Hem Bahar da yakındır, yine açacaktır çiçekler, belki meyvesiz …. ama olsun .. Yeşillenmiştir artık her yer…….Tüm sazlarda bunu istemektedir …
”’ Güneş her gün aynı yerden doğar aynı yerden batar. Hayatta böyledir her gün aynı şeyleri yaparız. Aynı yaş dönemlerinde aynı şeyleri isteriz ”’ diyor Üstün Dökmen çokta güzel tarifliyor…
20 li yaşlarda akademik kariyer tamamlanıyor—— 30 larda evlilik çocuklar tecrübelenmeler—–40 larda değişim dönüşüm farkındalıklar—–50-60 lar son bir dem 70 ise Allah Kerim .. Hep bir huzur ve mutluluk arayışı ile .
Ravel Bolerosu Aynı melodiyi 18 kez hiç değiştirmeden tekrarlayarak yazdığı eseri. Bir enstrümanla başlar ve her tekrarında melodiye yeni bir enstrüman katılır.. Sonunda, katılımlarla tüm orkestra melodiyi tekrarlar ve son bulur….
Annemiz,babamız, dostlarımız hayatımıza kattığımız her türlü enstrüman işimiz eşimiz evimiz mesleğimiz en çok kızdıklarımız, hepsi ama hepside hayatımıza çektiğimiz enstrümanlardır Öyleyse yakınmak isyan etmek vızırdamak kemaneyi gerdikçe germek koskaca bir İLİZYONDUR:….
Ne mutlu hayatına tüm bunları katma lütfünü gösterdikten sonra, yanlız kalmadan kemanının tellerini koparmadan, akorda ihtiyaç duymadan O muhteşem sonu yaşayabilenlere…..